KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası Genel

Sarı Kantaron Çayı?

Sarı Kantaron Çayı

SARI KANTARON ÇAYI

 Sarı kantaron tıpkı adı gibi sapsarı pek sevimli çiçekleri olan bir bitkidir. Kendisi, güzelliğinin altında öyle de uyumlu ki dünyanın neredeyse her yerinde yetişebiliyor, Asya’dan Amerika’ya dek dünyanın farklı kıtalarına, farklı iklimlerine uyum sağlayabiliyor.

Halk arasında üzerindeki minik deliklerden dolayı binbirdelik otu olarak da anılan sarı kantaronun özellikle çiçekleri ve kökü önemli bir şifa kaynağı olarak görülüyor. Piyasada en çok kurusu, yağı ve çayı bulunan bu bitki, çok eski zamanlardan beri vücuda sağladığı yararlar nedeniyle pek gözde. Son olarak kendisinin tarlalarda ve yokuşlarda kendiliğinden yetişme özelliği olduğunu da söylemeden geçmeyelim.

İnsan bunları görünce hemen denemek istiyor: Sarı kantaronun faydaları

Sarı kantaronu kısaca tanıdık ama bu daha bir şey değil, siz asıl sarı kantaron ne işe yarıyor onlara bir bakın bizce. İşte karşınızda sarı kantaronun faydaları:

Antiseptik özellikler gösterdiğinden vücudu mikroplara karşı koruyor.

İltihap önleyici etkiler göstererek vücutta oluşan iltihaplanmaların hızla iyileşmesine destek oluyor.

Hücrelerin daha hızlı yenilenmesini sağladığından yaraların da hızla iyileşmesine yardımcı oluyor.

Egzama, varis gibi cilt rahatsızlıklarında da olumlu etkiler gösterdiği biliniyor.

Çay olarak tüketildiğinde hazmı kolaylaştırıyor, iştah açıcı bir etki gösteriyor.

Aynı şekilde sindirim üzerindeki olumlu etkileri sayesinde gastrit sorunu yaşayanlara da destek oluyor.

En önemli etkilerinden biriniyse kansere karşı gösteriyor ve kanserli hücrelerin büyüyüp çoğalmasını engelliyor.

Vücudumuzdaki birçok hormonun düzenli bir şekilde salgılanmasına destek oluyor, bu sayede özellikle kadınların adet dönemlerinde sıkça başvurdukları arasında yer alıyor.

Adet sancılarını dindirme konusunda etkili olduğu bilinen sarı kantaron, menopoz dönemindeki kadınların da sıkça başvurduğu bitkilerden sayılıyor.

Sarı kantaron aynı zamanda bel ve baş ağrısı gibi sıklıkla yaşanan ağrıların da azalmasında önemli bir rol oynuyor.

Doğal bir antidepresan etkisi göstererek sinirleri yatıştırıyor.

Bu özelliği sayesinde stres kaynaklı uykusuzluğun, kaygı, korku gibi hislerin azalmasını sağlıyor.

Mutluluk hormonlarının salgılanmasını destekleyerek depresyon gibi olumsuz ve ciddi sorunlardan kurtulmaya yardımcı oluyor.

Ciltte oluşan sivilcelerle baş etmeyi de bilen sarı kantaron, sivilcelerden kalan izlerin de geçmesini sağlıyor.

Son olarak, güneş yanığı gibi dönemsel cilt lekelenmelerinde de olumlu etkileri olduğu için sıkça kullanılıyor.

Peki, faydalarından nasıl yararlanacağız: Sarı kantaronun kullanımı ve tarifi

Sarı kantaronun bu kadar faydasını gördükten sonra onu denemek istemeniz oldukça normal. Peki ama sarı kantaron nasıl kullanılır?

Öncelikle piyasada sarı kantaronun yağını ve çayını hazır paketler halinde bulabileceğinizi söyleyerek başlamakta fayda var. Ancak tabii ki seçeceğiniz markaların ve satın alacağınız aktarların güvenilir olduğundan emin olmalısınız.

Bunun dışında dilerseniz yine aktarlardan kurutulmuş sarı kantaron alıp evde kendiniz de çayını yapabilirsiniz. 1 su bardağı sıcak suyun içine yaklaşık 2,5-3 çay kaşığı kadar kurutulmuş sarı kantaron ekleyin ve bu şekilde 10 dakika demleyin. Demlenen çayı süzüp afiyetle tüketebilirsiniz. Eğer elinizde taze sarı kantaron varsa bu taze bitkiyle de çayınızı hazırlayabilirsiniz.

Sarı kantaron yağını evde yapmak isteyenler de mutlaka olacaktır, onlar için de ev yapımı sarı kantaron yağı tarifini vermiş olalım: Taze ya da kurutulmuş sarı kantaronları, çiçekleri ve saplarıyla birlikte cam bir kavanoza koyun. Bitkinin kavanozun en az yarısına kadar geldiğinden emin olun. Ardından üzerine bulabildiğiniz en doğal zeytinyağını, kavanozun ağzına kadar ekleyin ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Kavanozu mümkünse günde 2-3 saat güneş gören bir yerde 2 ya da 3 ay bekletin. Her gün kavanozu bir kez güzelce çalkalamayı da unutmayın. 2-3 ay geçtikten sonra sarı kantaron yağınız kırmızımsı bir renge kavuşur, bu yağınızın hazır olduğu anlamına gelir. Temiz bir tülbentle yağı bitkiden ayırarak koyu renkli cam bir şişeye aktarın ve serin bir yerde saklayarak dilediğiniz gibi kullanın. En az 1 yıl boyunca bozulmadan, güvenle kullanabilirsiniz.

Yan etkilerinden haberdar olmadan olmaz: Sarı kantaronun zararları

Sarı kantaron nedir, faydaları nelerdir, nasıl kullanılır öğrendik. Ama onu kullanmaya başlamadan önce bilmemiz gereken çok önemli bir konu daha var: Sarı kantaronun yan etkileri ve zararları.

Faydalarında da gördüğünüz gibi sarı kantaron vücutta ciddi değişikliklere neden olduğundan aşırı dozda kullanılmamalı, günde 1 ya da 2 fincandan fazla çayı içilmemeli ve sarı kantaron yağı fazla kullanılmamalıdır. Aksi takdirde faydaları zarara dönebilir, örneğin hazmı kolaylaştırma etkisi bir anda sindirim sisteminizin bozulmasına ve ishal olmanıza neden olabilir.

Bunların yanı sıra hamilelik ve lohusalık dönemlerindeki kadınların ve tabii ki ciddi bir rahatsızlığı olanların kullanmaları asla tavsiye edilmez.

Sözün kısası, siz olun sarı kantaron da dahil olmak üzere herhangi bir bitkiyi ya da yiyeceği düzenli olarak tüketmeye başlamadan önce mutlaka ilgili doktorunuza danışın, onun önerilerinin dışında hiçbir şey yapmayın. Bir ürünü tedavi amaçlı kullanmak, olağan akışında giden tedavi sürecinize hiç tahmin etmeyeceğiniz kadar büyük bir zarar verebilir, aman diyelim.

Sarı Kantaron Çayı İçindekiler:

Sarı Kantaron (St. John’s Wort ) – Rezene(Fennel) – Ebegümeci (Mallow) – Anason (Anise) – Isırgan Yaprağı (Nettle Leaves) – Civan Perçemi (Yarrow) – Kırkkilit Otu (Horsetail Herb)

Sarı Kantaron Çayı

SARI KANTARON ÇAYI

 Sarı kantaron tıpkı adı gibi sapsarı pek sevimli çiçekleri olan bir bitkidir. Kendisi, güzelliğinin altında öyle de uyumlu ki dünyanın neredeyse her yerinde yetişebiliyor, Asya’dan Amerika’ya dek dünyanın farklı kıtalarına, farklı iklimlerine uyum sağlayabiliyor.

Halk arasında üzerindeki minik deliklerden dolayı binbirdelik otu olarak da anılan sarı kantaronun özellikle çiçekleri ve kökü önemli bir şifa kaynağı olarak görülüyor. Piyasada en çok kurusu, yağı ve çayı bulunan bu bitki, çok eski zamanlardan beri vücuda sağladığı yararlar nedeniyle pek gözde. Son olarak kendisinin tarlalarda ve yokuşlarda kendiliğinden yetişme özelliği olduğunu da söylemeden geçmeyelim.

İnsan bunları görünce hemen denemek istiyor: Sarı kantaronun faydaları

Sarı kantaronu kısaca tanıdık ama bu daha bir şey değil, siz asıl sarı kantaron ne işe yarıyor onlara bir bakın bizce. İşte karşınızda sarı kantaronun faydaları:

Antiseptik özellikler gösterdiğinden vücudu mikroplara karşı koruyor.

İltihap önleyici etkiler göstererek vücutta oluşan iltihaplanmaların hızla iyileşmesine destek oluyor.

Hücrelerin daha hızlı yenilenmesini sağladığından yaraların da hızla iyileşmesine yardımcı oluyor.

Egzama, varis gibi cilt rahatsızlıklarında da olumlu etkiler gösterdiği biliniyor.

Çay olarak tüketildiğinde hazmı kolaylaştırıyor, iştah açıcı bir etki gösteriyor.

Aynı şekilde sindirim üzerindeki olumlu etkileri sayesinde gastrit sorunu yaşayanlara da destek oluyor.

En önemli etkilerinden biriniyse kansere karşı gösteriyor ve kanserli hücrelerin büyüyüp çoğalmasını engelliyor.

Vücudumuzdaki birçok hormonun düzenli bir şekilde salgılanmasına destek oluyor, bu sayede özellikle kadınların adet dönemlerinde sıkça başvurdukları arasında yer alıyor.

Adet sancılarını dindirme konusunda etkili olduğu bilinen sarı kantaron, menopoz dönemindeki kadınların da sıkça başvurduğu bitkilerden sayılıyor.

Sarı kantaron aynı zamanda bel ve baş ağrısı gibi sıklıkla yaşanan ağrıların da azalmasında önemli bir rol oynuyor.

Doğal bir antidepresan etkisi göstererek sinirleri yatıştırıyor.

Bu özelliği sayesinde stres kaynaklı uykusuzluğun, kaygı, korku gibi hislerin azalmasını sağlıyor.

Mutluluk hormonlarının salgılanmasını destekleyerek depresyon gibi olumsuz ve ciddi sorunlardan kurtulmaya yardımcı oluyor.

Ciltte oluşan sivilcelerle baş etmeyi de bilen sarı kantaron, sivilcelerden kalan izlerin de geçmesini sağlıyor.

Son olarak, güneş yanığı gibi dönemsel cilt lekelenmelerinde de olumlu etkileri olduğu için sıkça kullanılıyor.

Peki, faydalarından nasıl yararlanacağız: Sarı kantaronun kullanımı ve tarifi

Sarı kantaronun bu kadar faydasını gördükten sonra onu denemek istemeniz oldukça normal. Peki ama sarı kantaron nasıl kullanılır?

Öncelikle piyasada sarı kantaronun yağını ve çayını hazır paketler halinde bulabileceğinizi söyleyerek başlamakta fayda var. Ancak tabii ki seçeceğiniz markaların ve satın alacağınız aktarların güvenilir olduğundan emin olmalısınız.

Bunun dışında dilerseniz yine aktarlardan kurutulmuş sarı kantaron alıp evde kendiniz de çayını yapabilirsiniz. 1 su bardağı sıcak suyun içine yaklaşık 2,5-3 çay kaşığı kadar kurutulmuş sarı kantaron ekleyin ve bu şekilde 10 dakika demleyin. Demlenen çayı süzüp afiyetle tüketebilirsiniz. Eğer elinizde taze sarı kantaron varsa bu taze bitkiyle de çayınızı hazırlayabilirsiniz.

Sarı kantaron yağını evde yapmak isteyenler de mutlaka olacaktır, onlar için de ev yapımı sarı kantaron yağı tarifini vermiş olalım: Taze ya da kurutulmuş sarı kantaronları, çiçekleri ve saplarıyla birlikte cam bir kavanoza koyun. Bitkinin kavanozun en az yarısına kadar geldiğinden emin olun. Ardından üzerine bulabildiğiniz en doğal zeytinyağını, kavanozun ağzına kadar ekleyin ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Kavanozu mümkünse günde 2-3 saat güneş gören bir yerde 2 ya da 3 ay bekletin. Her gün kavanozu bir kez güzelce çalkalamayı da unutmayın. 2-3 ay geçtikten sonra sarı kantaron yağınız kırmızımsı bir renge kavuşur, bu yağınızın hazır olduğu anlamına gelir. Temiz bir tülbentle yağı bitkiden ayırarak koyu renkli cam bir şişeye aktarın ve serin bir yerde saklayarak dilediğiniz gibi kullanın. En az 1 yıl boyunca bozulmadan, güvenle kullanabilirsiniz.

Yan etkilerinden haberdar olmadan olmaz: Sarı kantaronun zararları

Sarı kantaron nedir, faydaları nelerdir, nasıl kullanılır öğrendik. Ama onu kullanmaya başlamadan önce bilmemiz gereken çok önemli bir konu daha var: Sarı kantaronun yan etkileri ve zararları.

Faydalarında da gördüğünüz gibi sarı kantaron vücutta ciddi değişikliklere neden olduğundan aşırı dozda kullanılmamalı, günde 1 ya da 2 fincandan fazla çayı içilmemeli ve sarı kantaron yağı fazla kullanılmamalıdır. Aksi takdirde faydaları zarara dönebilir, örneğin hazmı kolaylaştırma etkisi bir anda sindirim sisteminizin bozulmasına ve ishal olmanıza neden olabilir.

Bunların yanı sıra hamilelik ve lohusalık dönemlerindeki kadınların ve tabii ki ciddi bir rahatsızlığı olanların kullanmaları asla tavsiye edilmez.

Sözün kısası, siz olun sarı kantaron da dahil olmak üzere herhangi bir bitkiyi ya da yiyeceği düzenli olarak tüketmeye başlamadan önce mutlaka ilgili doktorunuza danışın, onun önerilerinin dışında hiçbir şey yapmayın. Bir ürünü tedavi amaçlı kullanmak, olağan akışında giden tedavi sürecinize hiç tahmin etmeyeceğiniz kadar büyük bir zarar verebilir, aman diyelim.

Sarı Kantaron Çayı İçindekiler:

Sarı Kantaron (St. John’s Wort ) – Rezene(Fennel) – Ebegümeci (Mallow) – Anason (Anise) – Isırgan Yaprağı (Nettle Leaves) – Civan Perçemi (Yarrow) – Kırkkilit Otu (Horsetail Herb)

KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası Genel

Atom Çayı Hakkında

Atom Çayı

ATOM ÇAYI NEDİR?

Bitki çayları geçmişten bu yana kişiler tarafından tüketilmektedir. Bitkisel çayların insan sağlığı için olan faydaları göz ardı edilemez. Günümüzde ise gittikçe popülerleşen bitki çaylarından biri ise atom çayıdır. Atom çayı farklı bitki çaylarının karşımı ile elde edilmektedir. Atom çayının doğru kullanımı pek çok hastalığa şifa olarak kullanılabilir. Soğuk algınlığının bitkisel tedavisinde tercih edilen atom çayı, birçok bitkiden hazırlanan şifalı bir içecektir. İçeriğinde yer alan bitkiler solunum yolunu açma ve boğaz ağrılarını hafifletme etkisine sahiptir. Kişiler, sakinleşmek için, kış aylarında gribal rahatsızlıklardan korunmak için ya da sindirim sistemi gibi farklı sağlık sorunları için bitki çaylarına başvurur. Doğada bulunan hemen hemen her bitkinin çayı yapılmaktadır. Bu farklı bitki çaylarının karışımından elde edilen çaya ise atom çayı adı verilir. Yılın her döneminde tüketilebilen atom çayının faydaları ise merak edilmekte ve araştırılmaktadır. Sizler için hazırladığımız yazımızda atom çayı hakkında merak edilen her şeyi bulabilirsiniz. Solunum yollarından sindirim sistemine kadar pek çok farklı alanda olumlu etki gösterir. Şifa deposu olan atom çayı içeriği de merak edilen konular arasında yer almaktadır. Kış ayları yaklaşırken vücut direncini güçlendirmek adına tercih edilen atom çayı, birçok uzman tarafından da önerilmektedir. Tamamen bitkisel bir destek olarak kullanabileceğiniz atom çayı, soğuk günlerin vazgeçilmez bir içeceği haline gelmiştir.

Atom Çayının İçeriği

Atom çayının içeriğinde yer alan bitkiler ise şunlardır:

  • Taze ya da kuru zencefil
  • Zerdeçal
  • Havlıcan
  • Tarçın
  • Karanfil
  • Yenibahar
  • Hint cevizi
  • Hibiskus
  • Kuşburnu
  • Karabiber
    • Karanfil

Atom Çayının 7 Faydası

1) Ses Tellerini Açar

Atom çayının faydaları nelerdir listesine güzel şarkı söylemenize katkısıyla başlıyoruz. Atom çayında bulunan baharatlar, ses tellerini açma konusunda iddialıdır. Zerdeçalda yer alan kurkumin maddesi, ses tellerinin daha sağlıklı şekilde kullanılmasını sağlar.

Boğaz yolu enfeksiyonu geçirdiğiniz süreçte sesiniz kısılmış ise atom çayı tüketmeniz önerilir. Daha güçlü bir konuşma için atom çayının faydalarını alabilirsiniz. Atom çayı öksürüğe iyi gelir mi diye düşünüyorsanız hemen 1 fincan atom çayı için ve boğazınızdaki yumuşamayı fark edin. Soğuk günlerde sesinizin daha gür ve sağlıklı çıkması için atom çayını muhakkak içmelisiniz.

2) Bronşiti İyileştirir

Atom çayın faydaları özellikle kış mevsiminde çok işe yarar çünkü kış hastalıklarının en çok etkilediği akciğerlere iyi gelir. Atom çayı, bronşit hastalığının en doğal ilacıdır. Antibiyotik kullanmaya gerek kalmadan doğal yollar ile bronşitten dolayı yaşanan iltihaplar temizlenir.

Bronşitte etkili olan atom çayı gribe iyi gelir mi sorunuza da yanıt verelim. Gribe neden olan virüslerden arınmak için atom çayı, oldukça etkili bir bitki çayı olmaktadır. Konuşma odaklı bir meslekte çalışıyorsanız, atom çayı sizi bir an önce ayağa kaldıracaktır.

3) Enerji Verir

Atom çayı nelere iyi gelir sorusunun bir cevabı da halsizliği ortadan kaldırmasıdır. Bitkisel atom çayı faydaları arasında vücudun zindeliğini artırıcı bir etki de vardır. Zencefil, tarçın, kuşburnu gibi bitkilerden hazırlanan atom çayı kişilerin enerji kaynağıdır.

Gün içinde yoğun bir iş temposu içinde olacaksanız, güne başlarken 1 fincan atom çayı tüketebilirsiniz. Dinamik ve zinde bir vücut için atom çayı size iyi gelecektir. Sporcular için de enerji kaynağı olan atom çayı, artık fincanları renklendiren bir bitki çayınız olacak!

4) Hazımsızlığa İyi Gelir

Atom çayı faydası sayesinde sindirim sisteminizle ilgili hafif zorlanmalar yaşıyorsanız biraz rahatlayabilirsiniz. Bitkisel atom çayı faydaları sindirim sistemi sağlığını da güçlendirir. Mide problemlerine karşı önlem almak isterseniz; bitki çayı listenize atom çayını muhakkak eklemelisiniz. Sindirim problemlerini anında iyileştiren etkiye sahip olan atom çayı, yemeklerden sonra sizi kurtaracak bir içecek olmaktadır.

Çok sık tüketmemeye özen gösterdiğinizde, mide problemlerini önlemiş olabilirsiniz. Yemekleri sindirme konusunda da sorun yaşıyorsanız; atom çayındaki baharatlar ile sindirimi kolaylaştırabilirsiniz.

5) Bademcik İltihabına İyi Gelir

Tozdan ve soğuktan etkilenen bir bünyeniz varsa, bademcik iltihabı hastalığını sık sık yaşayabilirsiniz.  Atom çayı faydaları nelerdir sorusunun bir cevabı da bademciklerle ilgili şifalı etkisinde saklıdır.

Bademcik iltihabının etkilerini hafifletmek ve bu durumdan kurtulmak için atom çayı size şifa dağıtacak. Boğaz hastalıkları için atom çayı faydası mikropları kırıcı özelliğiyle ilgilidir.

6) Anne Sütünü Artırır

Anne sütünün daha verimli gelmesi için annenin beslenmesine dikkat etmesi gerekir.  Atom çayı faydaları özel olarak anneleri de ilgilendirmektedir. Atom çayında bulunan faydalı baharatlar anne sütünün kalitesini ve miktarını artıracaktır. Aynı zamanda atom çayı faydaları sayesinde, bebeğin gaz oluşumu da önlenmektedir.

Hassas mideye sahip annelerin doktor kontrolü ile kullanması daha sağlıklı bir adım olabilir. Özellikle çocuk emzirme dönemi gibi özel süreçlerde kullanımına dair uzman görüşü de almak gerekir. Atom çayı çeşitleri ve içeriği incelenerek en uygun karışıma yönelmek uygun olur.

7) Doğal Ağrı Kesicidir

Baş ağrısı ve kemik ağrısı gün içinde pek çok insanın yaşadığı stresli anlardan biridir. Hareketli geçen günler ve yoğun spor yapmak, bazı durumlarda baş ağrısı meydana getirir.  Atom çayı yararları sayesinde gevşeyip, enerjinizi yükseltip baş ağrınızı da hafifletebilirsiniz. Bu ağrılardan kurtulmak için sizlere faydalı bir önerimiz var: Atom çayı!

Atom çayından alacağınız vitamin ve mineraller ile kan dolaşımınız düzenlenecek böylece ağrıdan kurtulacaksınız. Atom çay faydaları hastalandığınızda yaşanan kırıklık için de toparlayıcı etkisiyle iyi bir çözümdür.

Atom Çayı Kullanım Şekli?

Atom çayı nasıl kullanılır, nasıl hazırlanır merak etmiş olabilirsiniz. Faydalarını öğrendikten sonra sıra geldi atom çayda evde nasıl yapılır sorusunu cevaplamaya! Atom çayını hazır almışsanız sıcak su ile buluşturup içebilirsiniz. Eğer evde kendiniz atom çayı hazırlamak isterseniz öncelikle malzemeleri hazırlamaya başlamalısınız:

Malzemeler:

1 yemek kaşığı yenibahar

2 adet zencefil

2 adet çubuk tarçın

1 tatlı kaşığı karanfil

1 kök havlıcan

1 kaşık toz zerdeçal

5 – 6 yaprak hibisküs

1 kaşık toz Hint cevizi (muskat)

Hazırlanışı:

Listede yer alan tüm şifalı malzemeleri, derin bir tencereye ekleyin.

Üzerine yaklaşık 2 litre kadar kaynar su dökün ve birkaç dakika kaynatın.

Yaklaşık 10 dakika kadar kaynadıktan sonra altını kapatıp sıcağının geçmesini bekleyin. Çayınız içime hazır hale gelmiştir.

Sıcağını bırakan atom çayını buzdolabında muhafaza edip soğuk olarak da tüketebilirsiniz.

 Atom Çayı Zararları ve Yan Etkileri

  • Atom çayının zararları sağlıklı ve herhangi bir yiyeceğe alerjisi olmayanlar için yok denebilir.
  • Atom çayında birden fazla baharat yer alır.
  • Eğer bu baharatlardan birine alerjiniz varsa çay sizin için tehlikeli hale gelebilir.
  • Dışarıdan satın aldığınız atom çayının içindekileri inceledikten sonra tüketmeniz önerilir.
  • Gün içinde çok fazla tüketimde ise mideyi yoracağı için yanma hissi oluşturabilir.
  • Atom çayı günde kaç defa içilir derseniz gün içinde 2 fincandan fazla tüketmemeniz daha sağlıklıdır.
  • Atom çayında zararlı herhangi bir madde yer almamaktadır. Emzirme döneminde annelerin mideleri daha hassas olacağı için; 1 fincanı aşmamak kaydıyla tüketmesi önerilir.
  • Olası bir rahatsızlığı önlemek adına doktorunuza danışıp atom çayını tüketebilirsiniz.
Atom Çayı

ATOM ÇAYI NEDİR?

Bitki çayları geçmişten bu yana kişiler tarafından tüketilmektedir. Bitkisel çayların insan sağlığı için olan faydaları göz ardı edilemez. Günümüzde ise gittikçe popülerleşen bitki çaylarından biri ise atom çayıdır. Atom çayı farklı bitki çaylarının karşımı ile elde edilmektedir. Atom çayının doğru kullanımı pek çok hastalığa şifa olarak kullanılabilir. Soğuk algınlığının bitkisel tedavisinde tercih edilen atom çayı, birçok bitkiden hazırlanan şifalı bir içecektir. İçeriğinde yer alan bitkiler solunum yolunu açma ve boğaz ağrılarını hafifletme etkisine sahiptir. Kişiler, sakinleşmek için, kış aylarında gribal rahatsızlıklardan korunmak için ya da sindirim sistemi gibi farklı sağlık sorunları için bitki çaylarına başvurur. Doğada bulunan hemen hemen her bitkinin çayı yapılmaktadır. Bu farklı bitki çaylarının karışımından elde edilen çaya ise atom çayı adı verilir. Yılın her döneminde tüketilebilen atom çayının faydaları ise merak edilmekte ve araştırılmaktadır. Sizler için hazırladığımız yazımızda atom çayı hakkında merak edilen her şeyi bulabilirsiniz. Solunum yollarından sindirim sistemine kadar pek çok farklı alanda olumlu etki gösterir. Şifa deposu olan atom çayı içeriği de merak edilen konular arasında yer almaktadır. Kış ayları yaklaşırken vücut direncini güçlendirmek adına tercih edilen atom çayı, birçok uzman tarafından da önerilmektedir. Tamamen bitkisel bir destek olarak kullanabileceğiniz atom çayı, soğuk günlerin vazgeçilmez bir içeceği haline gelmiştir.

Atom Çayının İçeriği

Atom çayının içeriğinde yer alan bitkiler ise şunlardır:

  • Taze ya da kuru zencefil
  • Zerdeçal
  • Havlıcan
  • Tarçın
  • Karanfil
  • Yenibahar
  • Hint cevizi
  • Hibiskus
  • Kuşburnu
  • Karabiber
    • Karanfil

Atom Çayının 7 Faydası

1) Ses Tellerini Açar

Atom çayının faydaları nelerdir listesine güzel şarkı söylemenize katkısıyla başlıyoruz. Atom çayında bulunan baharatlar, ses tellerini açma konusunda iddialıdır. Zerdeçalda yer alan kurkumin maddesi, ses tellerinin daha sağlıklı şekilde kullanılmasını sağlar.

Boğaz yolu enfeksiyonu geçirdiğiniz süreçte sesiniz kısılmış ise atom çayı tüketmeniz önerilir. Daha güçlü bir konuşma için atom çayının faydalarını alabilirsiniz. Atom çayı öksürüğe iyi gelir mi diye düşünüyorsanız hemen 1 fincan atom çayı için ve boğazınızdaki yumuşamayı fark edin. Soğuk günlerde sesinizin daha gür ve sağlıklı çıkması için atom çayını muhakkak içmelisiniz.

2) Bronşiti İyileştirir

Atom çayın faydaları özellikle kış mevsiminde çok işe yarar çünkü kış hastalıklarının en çok etkilediği akciğerlere iyi gelir. Atom çayı, bronşit hastalığının en doğal ilacıdır. Antibiyotik kullanmaya gerek kalmadan doğal yollar ile bronşitten dolayı yaşanan iltihaplar temizlenir.

Bronşitte etkili olan atom çayı gribe iyi gelir mi sorunuza da yanıt verelim. Gribe neden olan virüslerden arınmak için atom çayı, oldukça etkili bir bitki çayı olmaktadır. Konuşma odaklı bir meslekte çalışıyorsanız, atom çayı sizi bir an önce ayağa kaldıracaktır.

3) Enerji Verir

Atom çayı nelere iyi gelir sorusunun bir cevabı da halsizliği ortadan kaldırmasıdır. Bitkisel atom çayı faydaları arasında vücudun zindeliğini artırıcı bir etki de vardır. Zencefil, tarçın, kuşburnu gibi bitkilerden hazırlanan atom çayı kişilerin enerji kaynağıdır.

Gün içinde yoğun bir iş temposu içinde olacaksanız, güne başlarken 1 fincan atom çayı tüketebilirsiniz. Dinamik ve zinde bir vücut için atom çayı size iyi gelecektir. Sporcular için de enerji kaynağı olan atom çayı, artık fincanları renklendiren bir bitki çayınız olacak!

4) Hazımsızlığa İyi Gelir

Atom çayı faydası sayesinde sindirim sisteminizle ilgili hafif zorlanmalar yaşıyorsanız biraz rahatlayabilirsiniz. Bitkisel atom çayı faydaları sindirim sistemi sağlığını da güçlendirir. Mide problemlerine karşı önlem almak isterseniz; bitki çayı listenize atom çayını muhakkak eklemelisiniz. Sindirim problemlerini anında iyileştiren etkiye sahip olan atom çayı, yemeklerden sonra sizi kurtaracak bir içecek olmaktadır.

Çok sık tüketmemeye özen gösterdiğinizde, mide problemlerini önlemiş olabilirsiniz. Yemekleri sindirme konusunda da sorun yaşıyorsanız; atom çayındaki baharatlar ile sindirimi kolaylaştırabilirsiniz.

5) Bademcik İltihabına İyi Gelir

Tozdan ve soğuktan etkilenen bir bünyeniz varsa, bademcik iltihabı hastalığını sık sık yaşayabilirsiniz.  Atom çayı faydaları nelerdir sorusunun bir cevabı da bademciklerle ilgili şifalı etkisinde saklıdır.

Bademcik iltihabının etkilerini hafifletmek ve bu durumdan kurtulmak için atom çayı size şifa dağıtacak. Boğaz hastalıkları için atom çayı faydası mikropları kırıcı özelliğiyle ilgilidir.

6) Anne Sütünü Artırır

Anne sütünün daha verimli gelmesi için annenin beslenmesine dikkat etmesi gerekir.  Atom çayı faydaları özel olarak anneleri de ilgilendirmektedir. Atom çayında bulunan faydalı baharatlar anne sütünün kalitesini ve miktarını artıracaktır. Aynı zamanda atom çayı faydaları sayesinde, bebeğin gaz oluşumu da önlenmektedir.

Hassas mideye sahip annelerin doktor kontrolü ile kullanması daha sağlıklı bir adım olabilir. Özellikle çocuk emzirme dönemi gibi özel süreçlerde kullanımına dair uzman görüşü de almak gerekir. Atom çayı çeşitleri ve içeriği incelenerek en uygun karışıma yönelmek uygun olur.

7) Doğal Ağrı Kesicidir

Baş ağrısı ve kemik ağrısı gün içinde pek çok insanın yaşadığı stresli anlardan biridir. Hareketli geçen günler ve yoğun spor yapmak, bazı durumlarda baş ağrısı meydana getirir.  Atom çayı yararları sayesinde gevşeyip, enerjinizi yükseltip baş ağrınızı da hafifletebilirsiniz. Bu ağrılardan kurtulmak için sizlere faydalı bir önerimiz var: Atom çayı!

Atom çayından alacağınız vitamin ve mineraller ile kan dolaşımınız düzenlenecek böylece ağrıdan kurtulacaksınız. Atom çay faydaları hastalandığınızda yaşanan kırıklık için de toparlayıcı etkisiyle iyi bir çözümdür.

Atom Çayı Kullanım Şekli?

Atom çayı nasıl kullanılır, nasıl hazırlanır merak etmiş olabilirsiniz. Faydalarını öğrendikten sonra sıra geldi atom çayda evde nasıl yapılır sorusunu cevaplamaya! Atom çayını hazır almışsanız sıcak su ile buluşturup içebilirsiniz. Eğer evde kendiniz atom çayı hazırlamak isterseniz öncelikle malzemeleri hazırlamaya başlamalısınız:

Malzemeler:

1 yemek kaşığı yenibahar

2 adet zencefil

2 adet çubuk tarçın

1 tatlı kaşığı karanfil

1 kök havlıcan

1 kaşık toz zerdeçal

5 – 6 yaprak hibisküs

1 kaşık toz Hint cevizi (muskat)

Hazırlanışı:

Listede yer alan tüm şifalı malzemeleri, derin bir tencereye ekleyin.

Üzerine yaklaşık 2 litre kadar kaynar su dökün ve birkaç dakika kaynatın.

Yaklaşık 10 dakika kadar kaynadıktan sonra altını kapatıp sıcağının geçmesini bekleyin. Çayınız içime hazır hale gelmiştir.

Sıcağını bırakan atom çayını buzdolabında muhafaza edip soğuk olarak da tüketebilirsiniz.

 Atom Çayı Zararları ve Yan Etkileri

  • Atom çayının zararları sağlıklı ve herhangi bir yiyeceğe alerjisi olmayanlar için yok denebilir.
  • Atom çayında birden fazla baharat yer alır.
  • Eğer bu baharatlardan birine alerjiniz varsa çay sizin için tehlikeli hale gelebilir.
  • Dışarıdan satın aldığınız atom çayının içindekileri inceledikten sonra tüketmeniz önerilir.
  • Gün içinde çok fazla tüketimde ise mideyi yoracağı için yanma hissi oluşturabilir.
  • Atom çayı günde kaç defa içilir derseniz gün içinde 2 fincandan fazla tüketmemeniz daha sağlıklıdır.
  • Atom çayında zararlı herhangi bir madde yer almamaktadır. Emzirme döneminde annelerin mideleri daha hassas olacağı için; 1 fincanı aşmamak kaydıyla tüketmesi önerilir.
  • Olası bir rahatsızlığı önlemek adına doktorunuza danışıp atom çayını tüketebilirsiniz.
KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası Genel

Karabaş Otu Nedir ve Faydaları ?

Karabaş Otu nedir ve Faydaları?

Kendisi yol kenarlarında bile karşımıza çıkan, rengiyle bizi kendine hayran bırakan bir bitki aslında. Aktarcılıkta sık kullanılan bir bitki. Yani onu daha önce görmemiş olma ihtimaliniz pek yok ama değerini biliyor muyuz, tartışılır.

Biz de istedik ki sadece rengine hayran olup yanından geçip gitmekle yetinmeyelim, karabaş otunun faydalarını ve nasıl kullanabileceğimizi de öğrenelim.

Çünkü doğa bize binlerce nimet sunuyor, farkına varmalı. Baharat dünyasında, Alternatif tıpta sıklıkla kullanılan bitkimizdir. Bitkisel tedavide de aktarcıların sık sık tavsiye ettiği içilmesinde ise midene ve vücut dengesini sağlar.

Karabaş otu nedir?

Yeşil ve gri arası bir renge sahip olan gövdesi ve mosmor çiçekleriyle çayırlarda tüm asaletiyle boy gösteren karabaş otu, kendiliğinden yetişebildiği gibi alınan fideleri sayesinde sıcak iklime sahip her yerde özel olarak da yetiştirilebilir.

Mayıs ayının sonlarına doğru çiçek vermeye başlayan güzelim bitkinin çiçekleri haziran ayı bitmeden toplanmaya başlanır. Toplanan çiçekler, gölgede kurutulur. Tamamen kurumuş karabaş bitkisi havayla teması minimum seviyede olacak cam kavanozlarda, saklama kaplarında ya da poşetlerde uzun süre saklanabilir.

Son olarak, karabaş bitkisinin çiçeklerini toplarken ezmemeye dikkat etmenizin iyi olacağını da söylemeden geçmeyelim. Çünkü ezilen karabaş çiçeği etrafa hoş olmayan bir koku salar.

Karabaş Otu

Karabaş otunun faydaları nelerdir?

Bağışıklığı güçlendiriyor

·  Karabaş otu antioksidan özelliği sayesinde vücudu birçok hastalığa karşı korur, vücut direncini arttırır.

Vücudu kansere karşı da koruduğu söyleniyor

·  İçinde yer alan geraniol adlı madde sayesinde özellikle kansere karşı etkilidir, kansere yakalanma riskini azaltır, tümörlerin büyümesini engellediği de bilinmektedir.

Kan dolaşımını düzenliyor

·  Kan damarlarının genişlemesini sağlayarak kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini azaltır.

Sakinleştirici etkileri bulunuyor

·  Karabaş otunun içinde yer alan sineol, vücutta sakinleştirici bir etki yaratır.

Mideyi ve bağırsakları rahatlatıyor

·  Midede ya da bağırsakta oluşan spazmların yatışmasını ve rahatlamasını sağlar.

Zararlı alışkanlıklarını bırakmak isteyenlere destek oluyor

·  Karabaş otundan yapılan çay, nikotine duyulan ihtiyacı azaltarak sigarayı bırakma konusunda yardımcı olur.

Valgam söktürücü bir etki oluşturuyor

·  Sigara kullanmaktan ya da hastalıklardan dolayı oluşan balgamın sökülmesini sağlar.

Yaraların iyileşmesini hızlandırıyor

·  Antioksidan özellikleri sayesinde yaraların iyileşme süresini kısaltır.

İdrar yolu sorunlarına iyi geliyor

·  İdrar yolu enfeksiyonlarının daha hızlı iyileşmesinde de önemli rol üstlenir.

Strese iyi geliyor

– Karabaş otu, içindeki sineol sayesinde rahatlatıcı bir etki yarattığından uzun süren gerginlik, stres, sinir gibi durumlardan kurtulmada destek olur.

Vücuda enerji veriyor

·  Uykusuzluk sorunu çekenlere yardım eder, kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlar.

Karabaş otu nasıl tüketilir?

Karabaş otu, biz çok farkında olmasak da kozmetik sanayide büyük önem taşıyan bitkilerden. Aktarcılıkta da yeri pek saygın bir bitkidir, eksratı ile karışım hazırlanıp fazlasıyla bitkisel tedavide kullanılır, Alternatif tıbbın vazgeçilmezleri arasındadır. Kendisinden parfümden sabuna kadar birçok ürünün yapımında yararlanılıyor. Bunun dışında doğrudan karabaş otundan çıkarılan yağlar da bulunuyor. Harici kullanımda, yani vücudunuza dıştan uygulayarak karabaş otunun ağrıları dindirme ve vücuda dinginlik verme özelliklerinden yararlanabiliyorsunuz. Karabaş otu yağı, bu özellikleri sayesinde özellikle masaj yağı olarak çok tercih ediliyor.

Karabaş otunun çayını yapmak içinse kuru ya da taze karabaş otlarının çiçek ve yapraklarını alıp üzerine kaynatılmış su ilave ederek demleyebilirsiniz. Bir bardak çay için 6-7 adet çiçek ve yaprak yeterli olacaktır. Kuru karabaş otunu 4 dakika, tazesini ise 7 dakika kadar demlemeniz yeterli.

Aynı zamanda karabaş otundan reçel yapıldığını da söylemeden olmaz. Mor renkli çiçek kısmı kullanılıp 15 dakika kadar kaynatılarak yapılan bu reçel, tadı için değil sadece bu şifalı otun faydalarından yararlanmak için ilaç niyetine tüketiliyor. Siz de böyle bir reçel yapıp tüketmek istiyorsanız öncesinde mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Uyarı: Karabaş otunu düzenli olarak kullanmak istiyorsanız çayının da reçelinin de 15 günden uzun süre kullanılmaması gerektiğini ekleyelim. Bu kürler, genel olarak 15 gün uygulanıp 15 gün ara verilerek tekrarlanmakta.

Karabaş otunu bulabileceğiniz yerler

Karabaş otu hem sıcak hem nemli hem de kurak iklimlere ayak uydurma konusunda oldukça usta olduğundan daha önce de söylediğimiz gibi kendiliğinden doğada yetişebiliyor. Yol kenarlarında, tarlalarda, çayır ve tepelerde büyük alanlara yayılabilen bu bitkiyi evde yetiştirmek istiyorsanız bir bitki fidesi alıp evde dilediğiniz yere ekebilir, güneşini ihmal etmezseniz kısa sürede birçok karabaş otuna sahip olabilirsiniz.

Karabaş otundan çay yapmak için kurusunu ya da faydalarından harici şekilde yararlanmak için yağını ararsanız aktarlara başvurmanız yeterli olacaktır. Ancak gideceğiniz aktarın güvenilir olmasına özen göstermelisiniz. Aksi halde hiç bilmediğiniz başka bir bitkiyi karabaş otu gibi tüketebilir, beklemediğiniz sonuçlar alabilirsiniz.

Karabaş otunun zararları nelerdir?

Karabaş otunun faydalarını sıraladık, nasıl tüketebileceğiniz konusunda da tüyolarımızı verdik. Ama karabaş otunu tedavi amaçlı kullanmayı düşünüyorsanız kesinlikle doktorunuza başvurmalısınız. Unutmayın, sağlığınız için öncelikle uzmanların söylediklerine önem vermeli, günlük kullanım miktarınızı da size tavsiye edilenlere göre ayarlamalısınız.

Eğer gereğinden fazla karabaş otu tüketirseniz, terleme, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi etkilerle karşılaşabilirsiniz.

Son olarak, hamilelik ya da emzirme dönemlerinde ise tıpkı diğer pek çok ek besin gibi karabaş otunu tüketmeniz tavsiye edilmez.

Daha fazla bilgi ve çeşit için sitemizi ziyaret edebilir, yerinde görmek için Avcılar/Parsellerdeki yerimize gelebilirsiniz. Ya da bizi (0212) 423 99 26 numarasından arayabilir veya

info@gulumbaharat.com mail atabilirsiniz.

Karabaş Otu nedir ve Faydaları?

Kendisi yol kenarlarında bile karşımıza çıkan, rengiyle bizi kendine hayran bırakan bir bitki aslında. Aktarcılıkta sık kullanılan bir bitki. Yani onu daha önce görmemiş olma ihtimaliniz pek yok ama değerini biliyor muyuz, tartışılır.

Biz de istedik ki sadece rengine hayran olup yanından geçip gitmekle yetinmeyelim, karabaş otunun faydalarını ve nasıl kullanabileceğimizi de öğrenelim.

Çünkü doğa bize binlerce nimet sunuyor, farkına varmalı. Baharat dünyasında, Alternatif tıpta sıklıkla kullanılan bitkimizdir. Bitkisel tedavide de aktarcıların sık sık tavsiye ettiği içilmesinde ise midene ve vücut dengesini sağlar.

Karabaş otu nedir?

Yeşil ve gri arası bir renge sahip olan gövdesi ve mosmor çiçekleriyle çayırlarda tüm asaletiyle boy gösteren karabaş otu, kendiliğinden yetişebildiği gibi alınan fideleri sayesinde sıcak iklime sahip her yerde özel olarak da yetiştirilebilir.

Mayıs ayının sonlarına doğru çiçek vermeye başlayan güzelim bitkinin çiçekleri haziran ayı bitmeden toplanmaya başlanır. Toplanan çiçekler, gölgede kurutulur. Tamamen kurumuş karabaş bitkisi havayla teması minimum seviyede olacak cam kavanozlarda, saklama kaplarında ya da poşetlerde uzun süre saklanabilir.

Son olarak, karabaş bitkisinin çiçeklerini toplarken ezmemeye dikkat etmenizin iyi olacağını da söylemeden geçmeyelim. Çünkü ezilen karabaş çiçeği etrafa hoş olmayan bir koku salar.

Karabaş Otu

Karabaş otunun faydaları nelerdir?

Bağışıklığı güçlendiriyor

·  Karabaş otu antioksidan özelliği sayesinde vücudu birçok hastalığa karşı korur, vücut direncini arttırır.

Vücudu kansere karşı da koruduğu söyleniyor

·  İçinde yer alan geraniol adlı madde sayesinde özellikle kansere karşı etkilidir, kansere yakalanma riskini azaltır, tümörlerin büyümesini engellediği de bilinmektedir.

Kan dolaşımını düzenliyor

·  Kan damarlarının genişlemesini sağlayarak kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini azaltır.

Sakinleştirici etkileri bulunuyor

·  Karabaş otunun içinde yer alan sineol, vücutta sakinleştirici bir etki yaratır.

Mideyi ve bağırsakları rahatlatıyor

·  Midede ya da bağırsakta oluşan spazmların yatışmasını ve rahatlamasını sağlar.

Zararlı alışkanlıklarını bırakmak isteyenlere destek oluyor

·  Karabaş otundan yapılan çay, nikotine duyulan ihtiyacı azaltarak sigarayı bırakma konusunda yardımcı olur.

Valgam söktürücü bir etki oluşturuyor

·  Sigara kullanmaktan ya da hastalıklardan dolayı oluşan balgamın sökülmesini sağlar.

Yaraların iyileşmesini hızlandırıyor

·  Antioksidan özellikleri sayesinde yaraların iyileşme süresini kısaltır.

İdrar yolu sorunlarına iyi geliyor

·  İdrar yolu enfeksiyonlarının daha hızlı iyileşmesinde de önemli rol üstlenir.

Strese iyi geliyor

– Karabaş otu, içindeki sineol sayesinde rahatlatıcı bir etki yarattığından uzun süren gerginlik, stres, sinir gibi durumlardan kurtulmada destek olur.

Vücuda enerji veriyor

·  Uykusuzluk sorunu çekenlere yardım eder, kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlar.

Karabaş otu nasıl tüketilir?

Karabaş otu, biz çok farkında olmasak da kozmetik sanayide büyük önem taşıyan bitkilerden. Aktarcılıkta da yeri pek saygın bir bitkidir, eksratı ile karışım hazırlanıp fazlasıyla bitkisel tedavide kullanılır, Alternatif tıbbın vazgeçilmezleri arasındadır. Kendisinden parfümden sabuna kadar birçok ürünün yapımında yararlanılıyor. Bunun dışında doğrudan karabaş otundan çıkarılan yağlar da bulunuyor. Harici kullanımda, yani vücudunuza dıştan uygulayarak karabaş otunun ağrıları dindirme ve vücuda dinginlik verme özelliklerinden yararlanabiliyorsunuz. Karabaş otu yağı, bu özellikleri sayesinde özellikle masaj yağı olarak çok tercih ediliyor.

Karabaş otunun çayını yapmak içinse kuru ya da taze karabaş otlarının çiçek ve yapraklarını alıp üzerine kaynatılmış su ilave ederek demleyebilirsiniz. Bir bardak çay için 6-7 adet çiçek ve yaprak yeterli olacaktır. Kuru karabaş otunu 4 dakika, tazesini ise 7 dakika kadar demlemeniz yeterli.

Aynı zamanda karabaş otundan reçel yapıldığını da söylemeden olmaz. Mor renkli çiçek kısmı kullanılıp 15 dakika kadar kaynatılarak yapılan bu reçel, tadı için değil sadece bu şifalı otun faydalarından yararlanmak için ilaç niyetine tüketiliyor. Siz de böyle bir reçel yapıp tüketmek istiyorsanız öncesinde mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Uyarı: Karabaş otunu düzenli olarak kullanmak istiyorsanız çayının da reçelinin de 15 günden uzun süre kullanılmaması gerektiğini ekleyelim. Bu kürler, genel olarak 15 gün uygulanıp 15 gün ara verilerek tekrarlanmakta.

Karabaş otunu bulabileceğiniz yerler

Karabaş otu hem sıcak hem nemli hem de kurak iklimlere ayak uydurma konusunda oldukça usta olduğundan daha önce de söylediğimiz gibi kendiliğinden doğada yetişebiliyor. Yol kenarlarında, tarlalarda, çayır ve tepelerde büyük alanlara yayılabilen bu bitkiyi evde yetiştirmek istiyorsanız bir bitki fidesi alıp evde dilediğiniz yere ekebilir, güneşini ihmal etmezseniz kısa sürede birçok karabaş otuna sahip olabilirsiniz.

Karabaş otundan çay yapmak için kurusunu ya da faydalarından harici şekilde yararlanmak için yağını ararsanız aktarlara başvurmanız yeterli olacaktır. Ancak gideceğiniz aktarın güvenilir olmasına özen göstermelisiniz. Aksi halde hiç bilmediğiniz başka bir bitkiyi karabaş otu gibi tüketebilir, beklemediğiniz sonuçlar alabilirsiniz.

Karabaş otunun zararları nelerdir?

Karabaş otunun faydalarını sıraladık, nasıl tüketebileceğiniz konusunda da tüyolarımızı verdik. Ama karabaş otunu tedavi amaçlı kullanmayı düşünüyorsanız kesinlikle doktorunuza başvurmalısınız. Unutmayın, sağlığınız için öncelikle uzmanların söylediklerine önem vermeli, günlük kullanım miktarınızı da size tavsiye edilenlere göre ayarlamalısınız.

Eğer gereğinden fazla karabaş otu tüketirseniz, terleme, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi etkilerle karşılaşabilirsiniz.

Son olarak, hamilelik ya da emzirme dönemlerinde ise tıpkı diğer pek çok ek besin gibi karabaş otunu tüketmeniz tavsiye edilmez.

Daha fazla bilgi ve çeşit için sitemizi ziyaret edebilir, yerinde görmek için Avcılar/Parsellerdeki yerimize gelebilirsiniz. Ya da bizi (0212) 423 99 26 numarasından arayabilir veya

info@gulumbaharat.com mail atabilirsiniz.

KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası

Aynısafa Bitkisi ve Ekstratı

Aynısafa Bitkisi ve Ekstratı

Ana vatanı Akdeniz kıyıları ve Avrupa olarak bilinse de aynısefa bitkisi her coğrafyada yetişebilen, turuncu çiçekli bir bitkidir. Alternatif tıpta kullanılan birçok bitki gibi aynısefa; vitamin ve şifa kaynağıdır. Aynısefa; Latince ismi “calendula officinalis” olan aynı zamanda nergis olarak da bilinen bir bitkidir. Bir yıllık olan bu bitkinin özelliği çiçeğidir. Yetişmesi oldukça basittir. Her yıl kolayca aynısefa tohumlarıyla yetişmektedir. Oldukça güzel renklere sahip olan aynısefa bitkisi hem bahçeleri süslemekte hem de sağlığa oldukça faydalı yararlar sunmaktadır.

Aynısefanın Faydaları Nelerdir?

  • Gastrointestinal Sorunlara İyi Gelir: Özellikle aynısefa bitkisiyle hazırlanan çaylar sindirim sistemi için oldukça faydalıdır. Aynısefa basitçe prostaglandin E1 (PGE) kontrol ederek hem bağırsak astarlarını hem de mideyi korumaktadır. Ayrıca, aynısefa; gastrit, mide kanseri gibi peptik ülser ile ilişkili olumsuz etkileri mümkün olduğu kadar devre dışı bırakmaya yardımcıdır.
  • Antibakteriyeldir: Aynısefa bitkisi; bakterilere karşı oldukça etkilidir. Küçük kesiklerde mikropların oluşmasını engellemek için mükemmel bir losyondur. Aynısefa gastrointestinal enfeksiyonlara yol açabilecek bakterilerle mücadele edebilen en aktif bitkilerden biridir. 2009 senesinde yapılan bir araştırmaya göre; aynısefa çocuklarda ishale neden olan bakterileri devre dışı bırakmaya yardımcı olabildiği görülmüştür.
  • Sindirime Yardımcı Olur: Aynısefa bitkisi; safra kesesine destek olarak tıkanmayı ortadan kaldırmakta, safra kesesindeki zorlukları kolayca rahatlatabilmektedir. Böylece, eliminasyon ve sindirime yardımcı olmasının yanı sıra, doğal bir müshil etkisi görerek vücuda destek olmaktadır.
  • Kanserler Savaşır: Yapılan sayısız araştırmaya göre; aynısefa tüketiminin sahip olduğu elementler nedeniyle kanserden uzak kalmak için verimli olabileceği ifade edilmiştir. Sahip olduğu özel flavonoidlerin ve antioksidanların varlığı hücrelerin gelişimine etki etmekte diğer yandan da kontrol dışı, düzensiz hücre büyümelerini de engellemektedir.
  • Cilt Sağlığını Destekler: Aynısefa; antioksidan işlevine sahip olan karotenoidler içermektedir. Böylece sağlıklı bir cilde ulaşmak için oldukça etkili olabilmektedir. Bu özel çay böcek ısırıkları, döküntü, sıyrıklar ve küçük kesikler gibi çok sayıda cilt zorlukları hafifletmek için bez kullanarak dıştan cilde basitçe uygulanarak kullanılabilmektedir. Bu tür bir çay cildi geliştirerek sağlıklı bir görüntü sunmaktadır. Aynı zamanda kırışıklar ve ciltteki çizgileri azaltmaya da oldukça yardımcı olmaktadır.
  • Adet Dönemine Yardımcıdır: Aynısefa; kadınlara adet dönemlerini düzenlemek için yardımcıdır. Bu süreler boyunca aynısefa çayını tüketmek karın krampları ile ilişkili ağrıları azaltabilmekte ve menopozda ateş basması, baş ağrısının yanı sıra mide bulantısı veya kusmayı azaltabilmektedir.
  • İltihaplanmalara İyi Gelir: Aynısefa; vücudunuzdaki iltihaplanmanın yarattığı rahatsızlığı ortadan kaldırmaktadır. Bir öksürük veya tıkanıklıktan şikayetiniz varsa aynısefa çayı bunun için harika bir çözümdür. Eğer artrit ve gut nedeniyle bir ağrı yaşıyorsanız yine aynısefa yağından yararlanabilir ve cilde uygulayarak kullanabilirsiniz.
  • Krampları Sakinleştirir: Aynısefanın birçok kişi tarafından kullanın bir özelliği ise anti spazmodik yeteneğine sahip olmasıdır. Eğer bir sinir sistemi bozukluğundan şikayet ediyorsanız, besin programınıza aynısefa çayını ekleyebilirsiniz.
  • Hemoroit Ve Mide Ülseri için Faydalıdır: Yavaş iyileşen yaralar ve ülserler için aynısefa bitkisinden yapılan jeller ve topikal olarak uygulanan merhemler oldukça faydalıdır. Yapılan çalışmalara göre; aynısefa yaraların hızlı iyileşmesini sağlamaktadır. Aynısefa aynı zamanda cilt sıkılığı ve hidrasyonu için benzersizdir. Artan kan akışına ve oksijene destek olarak yeni doku büyümesini sağlamaktadır. Bu nedenle, hemoroit ile mücadele edebilmekte ve midede oluşan ülser belirtilerini hafifletmektedir. Sizi bu ağrılardan kurtarmada birebirdir. Muhakkak kullanmalısınız.
  • Antimikrobiyal Ve Antiviraldir: Bu bitkinin yağı; içerdiği asitler nedeniyle güçlü antimikrobiyal ve antiviral etkilere sahiptir. Bu sebeple, patojenlere karşı etkili olmasının yanı sıra, candida ve antibiyotiklere karşı direnç kazanan bakterilerle mücadele edebilmektedir. Bugün ise birçok üründe antiseptik olarak kullanılmaktadır. İlaç sektöründe de vazgeçilmez bir yere sahiptir.
  • Ağız Sağlığına Destektir: Aynısefa; güçlü antibakteriyel ve antimikrobiyal özelliklere sahip olması nedeniyle diş macunlarında ve ağız gargaralarında kullanılan popüler bir bitkidir. Bu bitki; diş eti iltihabı, diş boşlukları ve plakların oluşumunu engellemek gibi birçok durumda inflamasyonla mücadele etmektedir. Ayrıca, ağızdaki bakterileri yok etmeye destek olarak sağlık bir ağız ortamı sağlamaktadır. Ağız kokularına karşı da çok etkilidir. Sabah uyandığınızda sizi rahatsız eden o kokulardan kurtulmak istemez miydiniz?
  • Boğaz Ağrısını Rahatlatır: Aynısefa; çay olarak hazırlandığınızda boğaz yatıştırıcı görev görmesidir. Hatta bademcik iltihabını bile tedavi etmek için kullanılan aynısefa mukus zarlarındaki iltihabı kurutarak rahatlatma sağlamaktadır.
  • Ateşi Düşürmeye Yardımcıdır: Yüksek ateş her zaman ciddi bir hastalığın habercisi olmaya bilmektedir. Ama ateşin yaşatacakları kötü sonuçlar doğurabilmektedir. Aynısefa ateşi düşürmeye yardımcı olarak vücudun ısısını güvende tutmaktadır.
  • Karaciğeri Temizler: Aynısefa bitkisi; karaciğeri temizlemek için yardımcı olabilmektedir. Bunun bir sonucu olarak ise, vücudun çeşitli süreçlerde düzgün olarak işlemesi sağlanmaktadır. Sağlıklı bir hayat sürmek için vücuda destek olmaktadır.
  • Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Aynısefa çiçeğine parlak turuncu rengini veren bileşen havuçta da bulunan beta-karoten bileşenidir. Bu sebeple, aynı temel sağlık yararlarının pek çoğuna ve yüksek oranda A vitaminine sahiptir. Aynısefa bitkisinin çiçeği uçucu yağlar ve şeker olarak bilinen maddeler içermektedir. Böylece bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Aynısefa bitkisinin bu sağlığa olan faydalarından yararlanmak için çayını demlemek en idealidir. Hem sıcak hem de soğuk servis ederek bağışıklık sisteminize destek olabilirsiniz.
Aynısafa bitkisi ve ekstratı hakkında bilgi verilmiştir. Nelere faydalı olduğu nereye ne kadar kullanılması gerektiği vs.
AYNISAFA BİTKİSİ
  • TAVSİYELER
  • Sinir sistemini düzenler ve uykusuzluk sorununu çözmek için önerilir.
  • Çayı içildiğinde kanı temizler.
  • Hipertansiyon ve kalp hastalıklarına iyi gelir.
  • Nefes darlığı ve ödemlerden kurtulmak için birebirdir.
  • Vücudu toksinlerden temizler.
  • Sindirimi kolaylaştırır.
  • Bu çiçekle yapılan kremler eklem, bel, sırt, boyun ağrılarına iyi gelir.
  • En baskın özelliğini ise ciltte gösterir. Yaşlılıkla veya güneş sebebiyle meydana gelen lekeleri yok eder.
  • Sivilce lekelerini iz bırakmadan iyileştirir.
  • Ciltte müthiş bir nemlendirici etki sağlar.
  • Çocuklarda oluşan isiliklere iyi gelir.
  • Ayaklarda oluşan kaşıntılı mantarlarda bulunmaz bir nimettir ayrıca ayak ağrılarını da giderir.
  • Arpacık ve göz yanmaların da kaynatılmış aynı sefanın suyuyla yıkandığında iyileşme sağlar.
  • Yaralı bölgeye kan akışını hızlandırarak cildin oksijen almasına yardımcı olur. Bu sebeple cilde yoğun fayda sağlar.
  • Ağrı kesici olarak kullanılır. Ağrıyan her bölgeye merhemi sürülebilir. Ağrılar hafifler, gerginlik ve sertlikler gider.
  • İdrar tutukluluğunu giderir. Terletici özelliğe sahiptir.
  • 12 parmak bağırsağı ülserlerinde kullanılabilir.
  • Kan çıbanı, derideki pigment lekeleri, ihtiyarlık lekeleri için öz suyu deriye sürülür, çok faydalıdır.
  • Süre gelen egzamaların iyileşmesinde etkin bir bitkidir.
  • Bebek bezlerinden oluşan isiliklerin lokal tedavisinde etkindir.
  • Diş etlerine sürüldüğünde dişleri saran reçine plakalarından dolayı oluşan rahatsızlıkları giderir.

Bu ve benzeri onlarca ürüne ulaşmak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Avcılar/Parsellerde olan yerimize gelebilirsiniz.

Aynısafa Bitkisi ve Ekstratı

Ana vatanı Akdeniz kıyıları ve Avrupa olarak bilinse de aynısefa bitkisi her coğrafyada yetişebilen, turuncu çiçekli bir bitkidir. Alternatif tıpta kullanılan birçok bitki gibi aynısefa; vitamin ve şifa kaynağıdır. Aynısefa; Latince ismi “calendula officinalis” olan aynı zamanda nergis olarak da bilinen bir bitkidir. Bir yıllık olan bu bitkinin özelliği çiçeğidir. Yetişmesi oldukça basittir. Her yıl kolayca aynısefa tohumlarıyla yetişmektedir. Oldukça güzel renklere sahip olan aynısefa bitkisi hem bahçeleri süslemekte hem de sağlığa oldukça faydalı yararlar sunmaktadır.

Aynısefanın Faydaları Nelerdir?

  • Gastrointestinal Sorunlara İyi Gelir: Özellikle aynısefa bitkisiyle hazırlanan çaylar sindirim sistemi için oldukça faydalıdır. Aynısefa basitçe prostaglandin E1 (PGE) kontrol ederek hem bağırsak astarlarını hem de mideyi korumaktadır. Ayrıca, aynısefa; gastrit, mide kanseri gibi peptik ülser ile ilişkili olumsuz etkileri mümkün olduğu kadar devre dışı bırakmaya yardımcıdır.
  • Antibakteriyeldir: Aynısefa bitkisi; bakterilere karşı oldukça etkilidir. Küçük kesiklerde mikropların oluşmasını engellemek için mükemmel bir losyondur. Aynısefa gastrointestinal enfeksiyonlara yol açabilecek bakterilerle mücadele edebilen en aktif bitkilerden biridir. 2009 senesinde yapılan bir araştırmaya göre; aynısefa çocuklarda ishale neden olan bakterileri devre dışı bırakmaya yardımcı olabildiği görülmüştür.
  • Sindirime Yardımcı Olur: Aynısefa bitkisi; safra kesesine destek olarak tıkanmayı ortadan kaldırmakta, safra kesesindeki zorlukları kolayca rahatlatabilmektedir. Böylece, eliminasyon ve sindirime yardımcı olmasının yanı sıra, doğal bir müshil etkisi görerek vücuda destek olmaktadır.
  • Kanserler Savaşır: Yapılan sayısız araştırmaya göre; aynısefa tüketiminin sahip olduğu elementler nedeniyle kanserden uzak kalmak için verimli olabileceği ifade edilmiştir. Sahip olduğu özel flavonoidlerin ve antioksidanların varlığı hücrelerin gelişimine etki etmekte diğer yandan da kontrol dışı, düzensiz hücre büyümelerini de engellemektedir.
  • Cilt Sağlığını Destekler: Aynısefa; antioksidan işlevine sahip olan karotenoidler içermektedir. Böylece sağlıklı bir cilde ulaşmak için oldukça etkili olabilmektedir. Bu özel çay böcek ısırıkları, döküntü, sıyrıklar ve küçük kesikler gibi çok sayıda cilt zorlukları hafifletmek için bez kullanarak dıştan cilde basitçe uygulanarak kullanılabilmektedir. Bu tür bir çay cildi geliştirerek sağlıklı bir görüntü sunmaktadır. Aynı zamanda kırışıklar ve ciltteki çizgileri azaltmaya da oldukça yardımcı olmaktadır.
  • Adet Dönemine Yardımcıdır: Aynısefa; kadınlara adet dönemlerini düzenlemek için yardımcıdır. Bu süreler boyunca aynısefa çayını tüketmek karın krampları ile ilişkili ağrıları azaltabilmekte ve menopozda ateş basması, baş ağrısının yanı sıra mide bulantısı veya kusmayı azaltabilmektedir.
  • İltihaplanmalara İyi Gelir: Aynısefa; vücudunuzdaki iltihaplanmanın yarattığı rahatsızlığı ortadan kaldırmaktadır. Bir öksürük veya tıkanıklıktan şikayetiniz varsa aynısefa çayı bunun için harika bir çözümdür. Eğer artrit ve gut nedeniyle bir ağrı yaşıyorsanız yine aynısefa yağından yararlanabilir ve cilde uygulayarak kullanabilirsiniz.
  • Krampları Sakinleştirir: Aynısefanın birçok kişi tarafından kullanın bir özelliği ise anti spazmodik yeteneğine sahip olmasıdır. Eğer bir sinir sistemi bozukluğundan şikayet ediyorsanız, besin programınıza aynısefa çayını ekleyebilirsiniz.
  • Hemoroit Ve Mide Ülseri için Faydalıdır: Yavaş iyileşen yaralar ve ülserler için aynısefa bitkisinden yapılan jeller ve topikal olarak uygulanan merhemler oldukça faydalıdır. Yapılan çalışmalara göre; aynısefa yaraların hızlı iyileşmesini sağlamaktadır. Aynısefa aynı zamanda cilt sıkılığı ve hidrasyonu için benzersizdir. Artan kan akışına ve oksijene destek olarak yeni doku büyümesini sağlamaktadır. Bu nedenle, hemoroit ile mücadele edebilmekte ve midede oluşan ülser belirtilerini hafifletmektedir. Sizi bu ağrılardan kurtarmada birebirdir. Muhakkak kullanmalısınız.
  • Antimikrobiyal Ve Antiviraldir: Bu bitkinin yağı; içerdiği asitler nedeniyle güçlü antimikrobiyal ve antiviral etkilere sahiptir. Bu sebeple, patojenlere karşı etkili olmasının yanı sıra, candida ve antibiyotiklere karşı direnç kazanan bakterilerle mücadele edebilmektedir. Bugün ise birçok üründe antiseptik olarak kullanılmaktadır. İlaç sektöründe de vazgeçilmez bir yere sahiptir.
  • Ağız Sağlığına Destektir: Aynısefa; güçlü antibakteriyel ve antimikrobiyal özelliklere sahip olması nedeniyle diş macunlarında ve ağız gargaralarında kullanılan popüler bir bitkidir. Bu bitki; diş eti iltihabı, diş boşlukları ve plakların oluşumunu engellemek gibi birçok durumda inflamasyonla mücadele etmektedir. Ayrıca, ağızdaki bakterileri yok etmeye destek olarak sağlık bir ağız ortamı sağlamaktadır. Ağız kokularına karşı da çok etkilidir. Sabah uyandığınızda sizi rahatsız eden o kokulardan kurtulmak istemez miydiniz?
  • Boğaz Ağrısını Rahatlatır: Aynısefa; çay olarak hazırlandığınızda boğaz yatıştırıcı görev görmesidir. Hatta bademcik iltihabını bile tedavi etmek için kullanılan aynısefa mukus zarlarındaki iltihabı kurutarak rahatlatma sağlamaktadır.
  • Ateşi Düşürmeye Yardımcıdır: Yüksek ateş her zaman ciddi bir hastalığın habercisi olmaya bilmektedir. Ama ateşin yaşatacakları kötü sonuçlar doğurabilmektedir. Aynısefa ateşi düşürmeye yardımcı olarak vücudun ısısını güvende tutmaktadır.
  • Karaciğeri Temizler: Aynısefa bitkisi; karaciğeri temizlemek için yardımcı olabilmektedir. Bunun bir sonucu olarak ise, vücudun çeşitli süreçlerde düzgün olarak işlemesi sağlanmaktadır. Sağlıklı bir hayat sürmek için vücuda destek olmaktadır.
  • Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Aynısefa çiçeğine parlak turuncu rengini veren bileşen havuçta da bulunan beta-karoten bileşenidir. Bu sebeple, aynı temel sağlık yararlarının pek çoğuna ve yüksek oranda A vitaminine sahiptir. Aynısefa bitkisinin çiçeği uçucu yağlar ve şeker olarak bilinen maddeler içermektedir. Böylece bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Aynısefa bitkisinin bu sağlığa olan faydalarından yararlanmak için çayını demlemek en idealidir. Hem sıcak hem de soğuk servis ederek bağışıklık sisteminize destek olabilirsiniz.
Aynısafa bitkisi ve ekstratı hakkında bilgi verilmiştir. Nelere faydalı olduğu nereye ne kadar kullanılması gerektiği vs.
AYNISAFA BİTKİSİ
  • TAVSİYELER
  • Sinir sistemini düzenler ve uykusuzluk sorununu çözmek için önerilir.
  • Çayı içildiğinde kanı temizler.
  • Hipertansiyon ve kalp hastalıklarına iyi gelir.
  • Nefes darlığı ve ödemlerden kurtulmak için birebirdir.
  • Vücudu toksinlerden temizler.
  • Sindirimi kolaylaştırır.
  • Bu çiçekle yapılan kremler eklem, bel, sırt, boyun ağrılarına iyi gelir.
  • En baskın özelliğini ise ciltte gösterir. Yaşlılıkla veya güneş sebebiyle meydana gelen lekeleri yok eder.
  • Sivilce lekelerini iz bırakmadan iyileştirir.
  • Ciltte müthiş bir nemlendirici etki sağlar.
  • Çocuklarda oluşan isiliklere iyi gelir.
  • Ayaklarda oluşan kaşıntılı mantarlarda bulunmaz bir nimettir ayrıca ayak ağrılarını da giderir.
  • Arpacık ve göz yanmaların da kaynatılmış aynı sefanın suyuyla yıkandığında iyileşme sağlar.
  • Yaralı bölgeye kan akışını hızlandırarak cildin oksijen almasına yardımcı olur. Bu sebeple cilde yoğun fayda sağlar.
  • Ağrı kesici olarak kullanılır. Ağrıyan her bölgeye merhemi sürülebilir. Ağrılar hafifler, gerginlik ve sertlikler gider.
  • İdrar tutukluluğunu giderir. Terletici özelliğe sahiptir.
  • 12 parmak bağırsağı ülserlerinde kullanılabilir.
  • Kan çıbanı, derideki pigment lekeleri, ihtiyarlık lekeleri için öz suyu deriye sürülür, çok faydalıdır.
  • Süre gelen egzamaların iyileşmesinde etkin bir bitkidir.
  • Bebek bezlerinden oluşan isiliklerin lokal tedavisinde etkindir.
  • Diş etlerine sürüldüğünde dişleri saran reçine plakalarından dolayı oluşan rahatsızlıkları giderir.

Bu ve benzeri onlarca ürüne ulaşmak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Avcılar/Parsellerde olan yerimize gelebilirsiniz.

KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası

Deve Dikeninin Faydaları

Deve Dikeninin Faydaları

                                  

Deve dikeni, faydaları ile Orta Çağ’dan bu yana şifalı bitkiler literatüründe kendisine yer bulmuş ve karaciğer rahatsızlıkları gibi önemli alanlarda kullanılmıştır. Eski dönemlerde anne sütünü arttırmak için kullanıldığı bilinen deve dikeni, aslen karaciğere iyi geldiği için bu alanda kullanılmaya başlanmıştır. Safra kesesine de iyi gelen bu bitki, yoğun olarak Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Sulak alanların çevresinde ve yüksek kesimlerde kolayca bulunabilmektedir. Peki, yadsınamayacak şekilde faydaları olduğu bilinen Deve dikeni faydaları nasıl kullanılır? İşte, karaciğere ve safra kesesi hastalıklarında kullanılan bu bitki hakkında faydalı bilgiler

Deve dikeni, güçlü ve çizgili gövdesinin ucundaki iğneli ve mor renkli çiçekleriyle heybetli bir bitkidir. Devedikeni, keskin dikenlerle bezenmiş yeşil kısımlarıyla ilk bakışta diğer kenger türlerini anımsatır. Ama devedikeninin yapraklarının dallanan damarlarındaki beyaz benekler ayırt edicidir. Bu bitkinin diğer adları eryemana dikeni, Kutsal Meryem dikeni ve kutsal dikendir. Tür adı olan marianum Bakire Meryem’i ifade eder. Bir Orta Çağ söylencesine göre Meryem’in sütünden bir damla bitkinin yapraklarına düşmüştür. Süt yapraklara değdiğinde beyaz benekler ortaya çıkmış ve var olmaya devam etmiştir. Orta Çağ’da insanlar bitkinin görüntüsünde tıbbi olarak nasıl kullanılması gerektiğinin ipuçlarının var olduğuna inanırlardı.

EMZİREN ANNELERİN SÜTÜNÜ ARTTIRIYOR

Devedikeni emziren annelerin sütünü arttırmak için kullanılırdı. Bu kullanım bir tarafa, devedikeninin bitkisel tıptaki esas önemi karaciğer sorunları için 2000
yıldan fazla bir süredir kullanılmasından gelir.

KARACİĞER RAHATSIZLIKLARINA İYİ GELİYOR

Deve dikeninin bütün kısımları yenebilir. Romalılar devedikenini sebze olarak yetiştirir, bitkinin özünü balla karıştırıp safra kesesine iyi geldiğine inandıkları bir karışım yaparlardı. 12. yüzyılda devedikeni birçok Avrupa ülkesinde, özellikle Almanya’da, tıbbi alanda kullanılan bir bitki olarak yerini aldı ve karaciğer yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülen rahatsızlıklar için kullanıldı. Orta Çağ’da yazılmış birçok bitki kitabı devedikeninden bahseder. Yüzyıllar boyunca devedikeni yaygın bir bitki olmaya devam etti ve sonrasında Amerika’ya götürüldü. Orada da karaciğer, dalak, böbrek rahatsızlıkları ve sarılık hastalığı için kullanıldı. Ama 20. yüzyılın başlarında zamanı geçmiş bir bitki olarak görülmeye başlandı.

1960’lı yıllarda araştırmacılar karaciğeri korumak için devedikeni tohumundan elde edilen kimyasalları kullanma fikrini ortaya atınca devedikenine olan ilgi yeniden alevlendi. Günümüzde devedikeni birçok toksine, örneğin yüksek dozda alındığında karaciğere zarar veren asetaminofen, karşı karaciğeri korumak için kullanılmaktadır. Viral hepatit, kronik karaciğer hastalığı ve siroz için de tavsiye edilir.

TEDAVİ AMAÇLI KULLANILIYOR

Deve dikeni 2000 yıldan uzun bir süredir karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıkları, “gözler ve derinin sarıya döndüğü” sarılık tedavisi için kullanılmaktadır. Geçmişteki yazılar araştırmacıları, hepatit, siroz ve toksin ve ilaç kullanımına bağlı karaciğer rahatsızlıklarında devedikeninin etkisini incelemeye itmiştir. Bilim devedikeninde bulunan ve flavonolignan (silymarin olarak da bilinir) diye adlandırılan bileşenlerin karaciğer hücrelerini alkol, asetaminofen (Tylenol) ve çok
zehirli evcikkıran mantarına karşı koruduğunu göstermiştir. Aslında silymarinin özel karışımları Avrupa’daki mantar zehirlenmelerine karşı panzehir olarak acil durum odalarında bulunur. Bitkilerin güvenilirliğini ve etkisini test eden Alman E Komisyonu’nun devedikenini toksin ve siroza bağlı karaciğer rahatsızlıkları ve iltihapları için önermesine şaşırmamak gerek. Deve dikeni ve aktif bileşenleri ABD ve dış ülkelerde araştırılmaktadır. Ulusal Kanser Enstitüsü’ne göre silymarin, toksinlerin hücrelere girmesini engelleyerek ve karaciğerdeki toksinleri zararsız hale getiren enzimleri harekete geçirerek karaciğeri korur. Silymarin  kemoterapi sırasında karaciğer hücrelerini koruyabilir ve kemoterapide kullanılan bazı ilaçların gücünü arttırabilir.

Devedikeninin koruyucu etkileri karaciğeri de aşabilir. Araştırmacılar bu bitkinin böbreği ilaç ve radyasyon kaynaklanan tahribatlara karşı, deriyi de ultraviyole ışınlara karşı koruduğunu göstermişlerdir. Ancak devedikeninin karaciğer hücrelerini koruduğuna dair yapılan çalışmalara rağmen alkol kaynaklı karaciğer rahatsızlığı ve Hepatit B ve C hastalığı bulunan insanlarda yapılan çalışmalar tam tersi bazı sonuçlar ortaya çıkarmıştır.

Deve Dikeni

NASIL KULLANILIR?

ÇAY: 1 çay kaşığı ezilmiş devedikeni tohumunu 1 bardak suda 10 dakika demleyin. Süzün. Günde 1-3 bardak için.
TENTÜR: Karaciğer için kullanıyorsanız alkol ekstreleri önerilmez.
EKSTRE: Karaciğeri korumak için kullanıyorsanız en az % 70 oranında silymarin içeren bir ürün kullanın. Doz genellikle günde 210-420 mg’dır. Araştırmalar deve dikeninin fosfatidilkolinle karıştırıldığında emiliminin hızlandığını göstermiştir

NERELERDE YETİŞİR?

Küçük çaplı bir cins olan Silybum, Avrupa kökenli iki dikenli türü kapsar. Diğer tür İspanya’dan Kuzey Afrika’nın doğusuna kadar uzanan Silybum ebernum’dur. Devedikeni 1,5 metre uzunluğa ulaşabilen tek yıllık ya da iki yıllık bir bitkidir. Bitkinin tabanındaki dikenli ve beyaz benekli yapraklar düz ve lobludur, dişli parçaların sonunda sağlam bir diken bulunur. Yaprakların boyu 20 cm’ye genişliği 10 cm’e ulaşır ve genellikle mızrak şeklindedir. Sap yaprakları sarı-beyaz dikenleriyle daha küçüktür. Çiçeklerle dolu çiçek başı ana sapın tepesinde durur. Parlak, koyu ve 0,5 cm’lik tohumlar kullanılır.

Kuru toprakta yetişen ve yol kenarlarında, Akdeniz bölgesinin ve Güneybatı Avrupa’nın boş arazi ve tarlalarında bulunan devedikeni Roma İmparatorluğu
döneminden bu yana yetiştirilmektedir.

Avrupa’nın büyük kısmında yerlileştirilmiştir. Kuzey Amerika ve Güney Amerika’nın ılıman bölgelerine götürülen devedikeni, özellikle Kaliforniya’nın iklimi Akdeniz iklimine benzeyen bölgelerinde fazlasıyla yetiştirilir. Ayrıca Kuzey Amerika’nın farklı bölgelerinde dağınık olarak bulunur. Bahçenizde devedikeni yetiştirmeniz komşularınızda sizin akıl sağlığınıza dair soru işaretleri yaratabilir. Bitki tohumla çoğalır. İyi drene edildiği sürece toprağın kuru ya da verimsiz olmasının bir önemi yoktur. Güneşi sever. Devedikeni İngiliz bahçelerinde sebze olarak yetiştirilirdi ve dikeni ayıklanan genç yapraklar ilkbaharın başında yenirdir. Genç sapların kabuğu soyulup kuşkonmaz otu gibi yenirdi. Saka kuşlarının çok sevdiği tohumlar kuş yemlerinde kullanılmıştır. Tohumlar ve özellikle tohumlardan yapılan ekstre bitkisel tıpta kullanılır. Karaciğer rahatsızlıkları için kullanımı 1. yüzyıla kadar uzanır.

Ticari değeri olan bir ürün olan devedikeni farklı zamanlarda ve yükseklikte çiçeklenebildiğinden hasat zamanını belirlemede sorun yaşanabilir.
Bitki tamamen olgunlaştığında tohumlar buğday biçerdöveriyle hasat edilir. Biçerdöver hasat zamanı kuru olan tohumları ağızdan ayırır, tohumlar
alıcıya gönderilene kadar ambarlarda bekletilir.

Deve Dikeninin Faydaları

                                  

Deve dikeni, faydaları ile Orta Çağ’dan bu yana şifalı bitkiler literatüründe kendisine yer bulmuş ve karaciğer rahatsızlıkları gibi önemli alanlarda kullanılmıştır. Eski dönemlerde anne sütünü arttırmak için kullanıldığı bilinen deve dikeni, aslen karaciğere iyi geldiği için bu alanda kullanılmaya başlanmıştır. Safra kesesine de iyi gelen bu bitki, yoğun olarak Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Sulak alanların çevresinde ve yüksek kesimlerde kolayca bulunabilmektedir. Peki, yadsınamayacak şekilde faydaları olduğu bilinen Deve dikeni faydaları nasıl kullanılır? İşte, karaciğere ve safra kesesi hastalıklarında kullanılan bu bitki hakkında faydalı bilgiler

Deve dikeni, güçlü ve çizgili gövdesinin ucundaki iğneli ve mor renkli çiçekleriyle heybetli bir bitkidir. Devedikeni, keskin dikenlerle bezenmiş yeşil kısımlarıyla ilk bakışta diğer kenger türlerini anımsatır. Ama devedikeninin yapraklarının dallanan damarlarındaki beyaz benekler ayırt edicidir. Bu bitkinin diğer adları eryemana dikeni, Kutsal Meryem dikeni ve kutsal dikendir. Tür adı olan marianum Bakire Meryem’i ifade eder. Bir Orta Çağ söylencesine göre Meryem’in sütünden bir damla bitkinin yapraklarına düşmüştür. Süt yapraklara değdiğinde beyaz benekler ortaya çıkmış ve var olmaya devam etmiştir. Orta Çağ’da insanlar bitkinin görüntüsünde tıbbi olarak nasıl kullanılması gerektiğinin ipuçlarının var olduğuna inanırlardı.

EMZİREN ANNELERİN SÜTÜNÜ ARTTIRIYOR

Devedikeni emziren annelerin sütünü arttırmak için kullanılırdı. Bu kullanım bir tarafa, devedikeninin bitkisel tıptaki esas önemi karaciğer sorunları için 2000
yıldan fazla bir süredir kullanılmasından gelir.

KARACİĞER RAHATSIZLIKLARINA İYİ GELİYOR

Deve dikeninin bütün kısımları yenebilir. Romalılar devedikenini sebze olarak yetiştirir, bitkinin özünü balla karıştırıp safra kesesine iyi geldiğine inandıkları bir karışım yaparlardı. 12. yüzyılda devedikeni birçok Avrupa ülkesinde, özellikle Almanya’da, tıbbi alanda kullanılan bir bitki olarak yerini aldı ve karaciğer yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülen rahatsızlıklar için kullanıldı. Orta Çağ’da yazılmış birçok bitki kitabı devedikeninden bahseder. Yüzyıllar boyunca devedikeni yaygın bir bitki olmaya devam etti ve sonrasında Amerika’ya götürüldü. Orada da karaciğer, dalak, böbrek rahatsızlıkları ve sarılık hastalığı için kullanıldı. Ama 20. yüzyılın başlarında zamanı geçmiş bir bitki olarak görülmeye başlandı.

1960’lı yıllarda araştırmacılar karaciğeri korumak için devedikeni tohumundan elde edilen kimyasalları kullanma fikrini ortaya atınca devedikenine olan ilgi yeniden alevlendi. Günümüzde devedikeni birçok toksine, örneğin yüksek dozda alındığında karaciğere zarar veren asetaminofen, karşı karaciğeri korumak için kullanılmaktadır. Viral hepatit, kronik karaciğer hastalığı ve siroz için de tavsiye edilir.

TEDAVİ AMAÇLI KULLANILIYOR

Deve dikeni 2000 yıldan uzun bir süredir karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıkları, “gözler ve derinin sarıya döndüğü” sarılık tedavisi için kullanılmaktadır. Geçmişteki yazılar araştırmacıları, hepatit, siroz ve toksin ve ilaç kullanımına bağlı karaciğer rahatsızlıklarında devedikeninin etkisini incelemeye itmiştir. Bilim devedikeninde bulunan ve flavonolignan (silymarin olarak da bilinir) diye adlandırılan bileşenlerin karaciğer hücrelerini alkol, asetaminofen (Tylenol) ve çok
zehirli evcikkıran mantarına karşı koruduğunu göstermiştir. Aslında silymarinin özel karışımları Avrupa’daki mantar zehirlenmelerine karşı panzehir olarak acil durum odalarında bulunur. Bitkilerin güvenilirliğini ve etkisini test eden Alman E Komisyonu’nun devedikenini toksin ve siroza bağlı karaciğer rahatsızlıkları ve iltihapları için önermesine şaşırmamak gerek. Deve dikeni ve aktif bileşenleri ABD ve dış ülkelerde araştırılmaktadır. Ulusal Kanser Enstitüsü’ne göre silymarin, toksinlerin hücrelere girmesini engelleyerek ve karaciğerdeki toksinleri zararsız hale getiren enzimleri harekete geçirerek karaciğeri korur. Silymarin  kemoterapi sırasında karaciğer hücrelerini koruyabilir ve kemoterapide kullanılan bazı ilaçların gücünü arttırabilir.

Devedikeninin koruyucu etkileri karaciğeri de aşabilir. Araştırmacılar bu bitkinin böbreği ilaç ve radyasyon kaynaklanan tahribatlara karşı, deriyi de ultraviyole ışınlara karşı koruduğunu göstermişlerdir. Ancak devedikeninin karaciğer hücrelerini koruduğuna dair yapılan çalışmalara rağmen alkol kaynaklı karaciğer rahatsızlığı ve Hepatit B ve C hastalığı bulunan insanlarda yapılan çalışmalar tam tersi bazı sonuçlar ortaya çıkarmıştır.

Deve Dikeni

NASIL KULLANILIR?

ÇAY: 1 çay kaşığı ezilmiş devedikeni tohumunu 1 bardak suda 10 dakika demleyin. Süzün. Günde 1-3 bardak için.
TENTÜR: Karaciğer için kullanıyorsanız alkol ekstreleri önerilmez.
EKSTRE: Karaciğeri korumak için kullanıyorsanız en az % 70 oranında silymarin içeren bir ürün kullanın. Doz genellikle günde 210-420 mg’dır. Araştırmalar deve dikeninin fosfatidilkolinle karıştırıldığında emiliminin hızlandığını göstermiştir

NERELERDE YETİŞİR?

Küçük çaplı bir cins olan Silybum, Avrupa kökenli iki dikenli türü kapsar. Diğer tür İspanya’dan Kuzey Afrika’nın doğusuna kadar uzanan Silybum ebernum’dur. Devedikeni 1,5 metre uzunluğa ulaşabilen tek yıllık ya da iki yıllık bir bitkidir. Bitkinin tabanındaki dikenli ve beyaz benekli yapraklar düz ve lobludur, dişli parçaların sonunda sağlam bir diken bulunur. Yaprakların boyu 20 cm’ye genişliği 10 cm’e ulaşır ve genellikle mızrak şeklindedir. Sap yaprakları sarı-beyaz dikenleriyle daha küçüktür. Çiçeklerle dolu çiçek başı ana sapın tepesinde durur. Parlak, koyu ve 0,5 cm’lik tohumlar kullanılır.

Kuru toprakta yetişen ve yol kenarlarında, Akdeniz bölgesinin ve Güneybatı Avrupa’nın boş arazi ve tarlalarında bulunan devedikeni Roma İmparatorluğu
döneminden bu yana yetiştirilmektedir.

Avrupa’nın büyük kısmında yerlileştirilmiştir. Kuzey Amerika ve Güney Amerika’nın ılıman bölgelerine götürülen devedikeni, özellikle Kaliforniya’nın iklimi Akdeniz iklimine benzeyen bölgelerinde fazlasıyla yetiştirilir. Ayrıca Kuzey Amerika’nın farklı bölgelerinde dağınık olarak bulunur. Bahçenizde devedikeni yetiştirmeniz komşularınızda sizin akıl sağlığınıza dair soru işaretleri yaratabilir. Bitki tohumla çoğalır. İyi drene edildiği sürece toprağın kuru ya da verimsiz olmasının bir önemi yoktur. Güneşi sever. Devedikeni İngiliz bahçelerinde sebze olarak yetiştirilirdi ve dikeni ayıklanan genç yapraklar ilkbaharın başında yenirdir. Genç sapların kabuğu soyulup kuşkonmaz otu gibi yenirdi. Saka kuşlarının çok sevdiği tohumlar kuş yemlerinde kullanılmıştır. Tohumlar ve özellikle tohumlardan yapılan ekstre bitkisel tıpta kullanılır. Karaciğer rahatsızlıkları için kullanımı 1. yüzyıla kadar uzanır.

Ticari değeri olan bir ürün olan devedikeni farklı zamanlarda ve yükseklikte çiçeklenebildiğinden hasat zamanını belirlemede sorun yaşanabilir.
Bitki tamamen olgunlaştığında tohumlar buğday biçerdöveriyle hasat edilir. Biçerdöver hasat zamanı kuru olan tohumları ağızdan ayırır, tohumlar
alıcıya gönderilene kadar ambarlarda bekletilir.

KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası

Alternatif (Tamamlayıcı) Tıp Nedir?

Alternatif Tıp (Tamamlayıcı) Nedir?

Tamamlayıcı tıp; Geleneksel metotlarla tedavi aslında bize atalarımızdan kalan en değerli miraslardan biridir. Topraklarımız pek çok alanda olduğu gibi tıp alanında da Orta Asya, Bizans, Roma, Anadolu, Ortadoğu ve Arap yarımadasının tüm birikimini bir potada eritmiştir. Bulunduğu coğrafyadan dolayı her milletle komşu olan dolayısı ile de bunlarla harmanlanan bir kültür mozaiği ile karşılaşmaktayız. Her anlamda ve her alanda faydası olacak bu kültürler arası bilgi alışverişi Alternatif tıp alanında da fazlasıyla ön plana çıkmaktadır. Nitekim Anadolu’da kullanılan bir yöntemi Yunanistan da görmek pek mümkün aynı zamanda İran’da olması da bu büyük birikimin kanıtıdır. Eski çağlardan beri insanlar, hastalıklardan korunmak için ve onları tedavi edebilmek için doğal bitkiler, hayvansal maddeler, madenler, şifalı sular ile dinsel görünümlü tedavi yöntemleri gibi birçok yöntem kullanmıştır. Gözlem ve deneme yoluyla elde edilen bu bilgiler yüzyıllarca birikerek kültür mirası olarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Günümüzde hala bu tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Alternatif tıp, bilimsel tıp uygulamalarının yerine başka yöntemlerin kullanılması anlamında kullanılabilmektedir. Tamamlayıcı tıp ise alternatif tıp ürün ve yöntemlerinin modern tıbbın tedavi protokollerine ilave olarak ya da destek amaçlı kullanılan yöntemlerdir. Aslında alternatif ve tamamlayıcı tıp kavramları farklı olsa da sıklıkla beraber ya da birbirinin yerine kullanılmaktadır.

Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları, modern tıbba alternatif yöntemler olarak sunulabilmektedir. Oysaki günümüzde tamamlayıcı tıp, konusunun uzmanı hekimlerce gerçekleştirilen, modern tıp yöntemleri ile beraber kullanılan yöntemleri içermektedir. Ancak bu tedavilerin Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş uzmanlar tarafından yapılması şarttır.

Tamamlayıcı tıbbın temelinde, hastaya ve hastalığa bütüncül yaklaşım vardır. Tıbba alternatif değildir. Birçok yöntemi batı tıbbı içinde de yer alır, konvansiyonel tıp dediğimiz klasik tedavilerle birlikte uygulanabilir. Hastanın şikayetini, tüm vücudu iyileştirmeye çalışarak iyileştirmeyi hedefler. Bunu büyük bir bilgi birikimi üzerine yapar. Birbirine devredilen bilgi sistemi hangi ürünlerin k,me ne kadar kullanılması gerektiği ve bunu kullanma dozunu bilme üzerinedir. Hastalanmanın temelinde yapısal hasarlar olmadan önce sinir sisteminde, tüm vücutta bazı değişimler olur. O nedenle iyileşme ve hastalıklara yaklaşım öncelikle enerjetik-informatif düzeyde olmalıdır. Modern Tıp ile Birlikte Uygulanabilecek Olan Bilimsel Alternatif Tıp / İntegratif Tıp / Tamamlayıcı Tıp Yaygın Yöntemlerinin Bazıları

Biyofrekans

Biyorezonans

Tıbbi Ozon Tedavisi

Nöral Terapi

Gülüm Baharat

Akupunktur

Homeopati

Manyetik Alan Tedavisi

Aile Dizimi

Psikoterapi

Hipnoz

Mezoterapi – Proloterapi

Manuel Terapi, Osteopati, Chiroterapi

Kinezioloji, O-Ring Test

Fitoterapi

Sitemizi ziyaret edebilir, ürünleri inceleyebilirsiniz. Sitemiz için buraya tıklayabilirsiniz.

Alternatif Tıp (Tamamlayıcı) Nedir?

Tamamlayıcı tıp; Geleneksel metotlarla tedavi aslında bize atalarımızdan kalan en değerli miraslardan biridir. Topraklarımız pek çok alanda olduğu gibi tıp alanında da Orta Asya, Bizans, Roma, Anadolu, Ortadoğu ve Arap yarımadasının tüm birikimini bir potada eritmiştir. Bulunduğu coğrafyadan dolayı her milletle komşu olan dolayısı ile de bunlarla harmanlanan bir kültür mozaiği ile karşılaşmaktayız. Her anlamda ve her alanda faydası olacak bu kültürler arası bilgi alışverişi Alternatif tıp alanında da fazlasıyla ön plana çıkmaktadır. Nitekim Anadolu’da kullanılan bir yöntemi Yunanistan da görmek pek mümkün aynı zamanda İran’da olması da bu büyük birikimin kanıtıdır. Eski çağlardan beri insanlar, hastalıklardan korunmak için ve onları tedavi edebilmek için doğal bitkiler, hayvansal maddeler, madenler, şifalı sular ile dinsel görünümlü tedavi yöntemleri gibi birçok yöntem kullanmıştır. Gözlem ve deneme yoluyla elde edilen bu bilgiler yüzyıllarca birikerek kültür mirası olarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Günümüzde hala bu tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Alternatif tıp, bilimsel tıp uygulamalarının yerine başka yöntemlerin kullanılması anlamında kullanılabilmektedir. Tamamlayıcı tıp ise alternatif tıp ürün ve yöntemlerinin modern tıbbın tedavi protokollerine ilave olarak ya da destek amaçlı kullanılan yöntemlerdir. Aslında alternatif ve tamamlayıcı tıp kavramları farklı olsa da sıklıkla beraber ya da birbirinin yerine kullanılmaktadır.

Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları, modern tıbba alternatif yöntemler olarak sunulabilmektedir. Oysaki günümüzde tamamlayıcı tıp, konusunun uzmanı hekimlerce gerçekleştirilen, modern tıp yöntemleri ile beraber kullanılan yöntemleri içermektedir. Ancak bu tedavilerin Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş uzmanlar tarafından yapılması şarttır.

Tamamlayıcı tıbbın temelinde, hastaya ve hastalığa bütüncül yaklaşım vardır. Tıbba alternatif değildir. Birçok yöntemi batı tıbbı içinde de yer alır, konvansiyonel tıp dediğimiz klasik tedavilerle birlikte uygulanabilir. Hastanın şikayetini, tüm vücudu iyileştirmeye çalışarak iyileştirmeyi hedefler. Bunu büyük bir bilgi birikimi üzerine yapar. Birbirine devredilen bilgi sistemi hangi ürünlerin k,me ne kadar kullanılması gerektiği ve bunu kullanma dozunu bilme üzerinedir. Hastalanmanın temelinde yapısal hasarlar olmadan önce sinir sisteminde, tüm vücutta bazı değişimler olur. O nedenle iyileşme ve hastalıklara yaklaşım öncelikle enerjetik-informatif düzeyde olmalıdır. Modern Tıp ile Birlikte Uygulanabilecek Olan Bilimsel Alternatif Tıp / İntegratif Tıp / Tamamlayıcı Tıp Yaygın Yöntemlerinin Bazıları

Biyofrekans

Biyorezonans

Tıbbi Ozon Tedavisi

Nöral Terapi

Gülüm Baharat

Akupunktur

Homeopati

Manyetik Alan Tedavisi

Aile Dizimi

Psikoterapi

Hipnoz

Mezoterapi – Proloterapi

Manuel Terapi, Osteopati, Chiroterapi

Kinezioloji, O-Ring Test

Fitoterapi

Sitemizi ziyaret edebilir, ürünleri inceleyebilirsiniz. Sitemiz için buraya tıklayabilirsiniz.

KategorilerAlternatif Tıp Baharat Dünyası

Kekik Çayı ve Faydaları

Kekik Çayı ve Faydaları

KEKİK ÇAYI

Kekik Çayı Ne İşe Yarar?

Kekik çayı, Covid-19 pandemisi nedeniyle trend olup geçmişe göre daha çok tüketilir hale geldi. Hatta pek çok kişi, korona virüsten koruduğu iddiaları üzerine kekiğin çay olarak tüketilebilen bir bitki olduğunu öğrendi. Kekik çayı, belki hala yeşil çay ve ıhlamur kadar sık tüketilen bir bitki çayı değil ama artık daha çok kişi tarafından içiliyor.

Kekik çayı, adından anlaşılacağı üzere kekik bitkisinin yapraklarıyla demlenir. Aromatik yeşil-gri renkteki çalı türü bir bitki olan kekiğin yaprakları taze veya kuru olarak tüketilir. Kekik bitkisinin Güney Avrupa ve Akdeniz bölgesinde baharat olarak tüketimi yoğundur. Kekik çayı da faydaları nedeniyle yaygın olarak tüketilir. Kekik bitkisi ile ilgili yapılan araştırmalar, bu bitkinin mikroplarla savaşma gücünü gösteriyor.

Kekik Çayı Faydaları

Antioksidan özelliği bulunan kekiğin güçlendirici, iltihap giderici, ağrı dindirici, balgam söktürücü, bağışıklığı destekleyici, mikroorganizmalara karşı vücudu koruyucu etkisi bulunur. Ayrıca sindirim sistemi üzerinde de olumlu etkileri vardır. Sindirimi kolaylaştırır ve mide sorunlarına iyi gelir. Adet kanamalarını dengeler ve kramplı adet ağrılarında rahatlatıcı etki sağlar. Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında çay ve gargara olarak kullanılabilir. Manganez, magnezyum, çinko, potasyum, kalsiyum ve demir içeren kekik çayı faydaları şöyle sıralanabilir:

Antioksidan Deposu

Kekik, lutein, zeaksantin ve naringenin gibi antioksidan ve polifenoller içerir. Bu bileşikler kekik çayını yaşlanmaya ve hastalıklara neden olan serbest radikallere karşı güçlü kılar.

Virüslere Karşı Kalkan Olur

Kekik çayı antibakteriyel, antimikrobiyal ve mantara karşı direnç özelliği taşır. Kekik bitkisindeki ana yağlardan timol, vücutta antiseptik rol oynar. Karvakrol yağı ise yine vücuttaki iltihabı azaltmada yardımcıdır. “Kekik çayı neye iyi gelir?” sorusuna bu bitkinin epstein barr, zona, sitomegalovirüs, hepatit, grip, herpes ve HPV gibi virüslere karşı mücadele ettiği cevabı verilebilir. Antiviral özelliği sayesinde vücuttaki mikrobiyal yükü azaltabilen kekik çayı, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, romatoid artrit, haşimato, lupus, vertigo, kulak çınlaması ve multipl skleroz gibi hastalıklarla savaşta destek olur. Yine Covid-19 sürecinde de bağışıklık sistemini destekleyici yönüyle hastalığın kolay atlatılmasında etkili olduğu belirtildi.

Sinirleri Yatıştırabilir

Kekik çayı faydaları sıralanırken göz ardı edilmemesi gereken özelliklerden biri de bu bitkinin sinir sistemi üzerindeki etkileridir. Karvakrol bileşiği nörolojik olarak sakinleştirici etki yaratır. Özellikle yatmadan önce içeceğiniz bir fincan kekik çayı rahatlama sağlar.

Öksürüğü Dindirmede Yardımcı

Kekik çayı, solunum yollarında da rahatlatıcı bir rol oynar. Koronavirüs geçiren kişilerde de bu nedenle çok tüketilir oldu. Öksürüğü yatıştırma ve göğüs tıkanıklığını açmak için kekik çayı faydaları araştırmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle taze kekikteki esansiyel yağlar solunum güçlüğünde rahatlatıcı bir etki gösterir. Boğazınız tam hastalanmadan önce kaşınmaya başladığında bir fincan ılık kekik çayı içebilirsiniz.

Mideyi Korur

Kekik bitkisi, sindirim sistemi için de faydalar sağlar. Antimikrobiyal özellikleri ile bağırsak sağlığını destekler. Karaciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olur.

Adet Ağrılarını Giderebilir

Adet döneminde sancı çeken kadınların kekik çayı imdadına yetişebilir. Ilık bitki çayları genellikle adet ağrılarının hafifletilmesinde yardımcıdır. Kekik çayı ise spazm azaltması nedeniyle için regl ağrısı çeken kadınlar için kurtarıcı olabilir.

Kekik Çayı Zararları

Kekik çayı çoğu kişi için güvenlidir ama bazı kişiler için tehlikeli olabilir. Piyasada satılan kekik suları ve yağları tüketimi sonucu ölümcül sonuçlara kadar gidebilen sağlık sıkıntıları ortaya çıkabilir. Güvenilir yerlerden satın alınmalıdır. Bu nedenle özellikle herhangi bir sağlık sorunu olan kişilerin bu tarz bitki çayların tüketilmesi konusunda doktorlarına danışmaları gerekir.

Kekik Çayını Kimler Tüketmemeli?

Kekik çayı zararları bazı rahatsızlıkları olan kişilerde görülebilir. Aşağıdaki rahatsızlıkları olan kişiler doktora danışmadan kekik çayı içmemelidir.

  1. Uçucu yağ içeriğinden dolayı karaciğer iltihabı, akut gastrit, mide ve onikiparmak bağırsağı ülseri olanlar
  2. Kekik ve nane ailesinin bitkilerine karşı alerjisi olan kişiler
  3. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler.

Hamileler Kekik Çayı İçebilir mi?

Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar da kekik çayı içmesi risk doğurabilir. Hamilelikte kekik çayı tüketilmesi erken doğum riski taşıdığı için önerilmez. Hamilelikte tüm bitki çayları içilmeden önce mutlaka doktora danışılmalıdır.

Kekik Çayı Nasıl Yapılır?

“Kekik çayı nasıl demlenir?” sorusunun karmaşık bir cevabı yoktur. 2 tatlı kaşığı ince kıyılmış taze kekik otunun üzerine 1 bardak kaynamış içme suyu ekleyin. 5 dakika ağzı kapalı bir şekilde demlenmeye bırakın. Demlendikten sonra süzüp içebilirsiniz. Kuru kekik çayı da yapabilirsiniz. Günde 1-2 defa tüketebileceğiniz kekik çayını hazırlarken asla kaynatmayın. Kaynatıldığında içindeki etken maddeler kaybolur.

Kekik satın alırken, yeni mahsul ve dalında kurutulmuş demet biçiminde olanlardan alın. Renginin canlı, kokusunun keskin olmasına da dikkat edin.

Kekik Çayı ve Faydaları

KEKİK ÇAYI

Kekik Çayı Ne İşe Yarar?

Kekik çayı, Covid-19 pandemisi nedeniyle trend olup geçmişe göre daha çok tüketilir hale geldi. Hatta pek çok kişi, korona virüsten koruduğu iddiaları üzerine kekiğin çay olarak tüketilebilen bir bitki olduğunu öğrendi. Kekik çayı, belki hala yeşil çay ve ıhlamur kadar sık tüketilen bir bitki çayı değil ama artık daha çok kişi tarafından içiliyor.

Kekik çayı, adından anlaşılacağı üzere kekik bitkisinin yapraklarıyla demlenir. Aromatik yeşil-gri renkteki çalı türü bir bitki olan kekiğin yaprakları taze veya kuru olarak tüketilir. Kekik bitkisinin Güney Avrupa ve Akdeniz bölgesinde baharat olarak tüketimi yoğundur. Kekik çayı da faydaları nedeniyle yaygın olarak tüketilir. Kekik bitkisi ile ilgili yapılan araştırmalar, bu bitkinin mikroplarla savaşma gücünü gösteriyor.

Kekik Çayı Faydaları

Antioksidan özelliği bulunan kekiğin güçlendirici, iltihap giderici, ağrı dindirici, balgam söktürücü, bağışıklığı destekleyici, mikroorganizmalara karşı vücudu koruyucu etkisi bulunur. Ayrıca sindirim sistemi üzerinde de olumlu etkileri vardır. Sindirimi kolaylaştırır ve mide sorunlarına iyi gelir. Adet kanamalarını dengeler ve kramplı adet ağrılarında rahatlatıcı etki sağlar. Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında çay ve gargara olarak kullanılabilir. Manganez, magnezyum, çinko, potasyum, kalsiyum ve demir içeren kekik çayı faydaları şöyle sıralanabilir:

Antioksidan Deposu

Kekik, lutein, zeaksantin ve naringenin gibi antioksidan ve polifenoller içerir. Bu bileşikler kekik çayını yaşlanmaya ve hastalıklara neden olan serbest radikallere karşı güçlü kılar.

Virüslere Karşı Kalkan Olur

Kekik çayı antibakteriyel, antimikrobiyal ve mantara karşı direnç özelliği taşır. Kekik bitkisindeki ana yağlardan timol, vücutta antiseptik rol oynar. Karvakrol yağı ise yine vücuttaki iltihabı azaltmada yardımcıdır. “Kekik çayı neye iyi gelir?” sorusuna bu bitkinin epstein barr, zona, sitomegalovirüs, hepatit, grip, herpes ve HPV gibi virüslere karşı mücadele ettiği cevabı verilebilir. Antiviral özelliği sayesinde vücuttaki mikrobiyal yükü azaltabilen kekik çayı, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, romatoid artrit, haşimato, lupus, vertigo, kulak çınlaması ve multipl skleroz gibi hastalıklarla savaşta destek olur. Yine Covid-19 sürecinde de bağışıklık sistemini destekleyici yönüyle hastalığın kolay atlatılmasında etkili olduğu belirtildi.

Sinirleri Yatıştırabilir

Kekik çayı faydaları sıralanırken göz ardı edilmemesi gereken özelliklerden biri de bu bitkinin sinir sistemi üzerindeki etkileridir. Karvakrol bileşiği nörolojik olarak sakinleştirici etki yaratır. Özellikle yatmadan önce içeceğiniz bir fincan kekik çayı rahatlama sağlar.

Öksürüğü Dindirmede Yardımcı

Kekik çayı, solunum yollarında da rahatlatıcı bir rol oynar. Koronavirüs geçiren kişilerde de bu nedenle çok tüketilir oldu. Öksürüğü yatıştırma ve göğüs tıkanıklığını açmak için kekik çayı faydaları araştırmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle taze kekikteki esansiyel yağlar solunum güçlüğünde rahatlatıcı bir etki gösterir. Boğazınız tam hastalanmadan önce kaşınmaya başladığında bir fincan ılık kekik çayı içebilirsiniz.

Mideyi Korur

Kekik bitkisi, sindirim sistemi için de faydalar sağlar. Antimikrobiyal özellikleri ile bağırsak sağlığını destekler. Karaciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olur.

Adet Ağrılarını Giderebilir

Adet döneminde sancı çeken kadınların kekik çayı imdadına yetişebilir. Ilık bitki çayları genellikle adet ağrılarının hafifletilmesinde yardımcıdır. Kekik çayı ise spazm azaltması nedeniyle için regl ağrısı çeken kadınlar için kurtarıcı olabilir.

Kekik Çayı Zararları

Kekik çayı çoğu kişi için güvenlidir ama bazı kişiler için tehlikeli olabilir. Piyasada satılan kekik suları ve yağları tüketimi sonucu ölümcül sonuçlara kadar gidebilen sağlık sıkıntıları ortaya çıkabilir. Güvenilir yerlerden satın alınmalıdır. Bu nedenle özellikle herhangi bir sağlık sorunu olan kişilerin bu tarz bitki çayların tüketilmesi konusunda doktorlarına danışmaları gerekir.

Kekik Çayını Kimler Tüketmemeli?

Kekik çayı zararları bazı rahatsızlıkları olan kişilerde görülebilir. Aşağıdaki rahatsızlıkları olan kişiler doktora danışmadan kekik çayı içmemelidir.

  1. Uçucu yağ içeriğinden dolayı karaciğer iltihabı, akut gastrit, mide ve onikiparmak bağırsağı ülseri olanlar
  2. Kekik ve nane ailesinin bitkilerine karşı alerjisi olan kişiler
  3. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler.

Hamileler Kekik Çayı İçebilir mi?

Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar da kekik çayı içmesi risk doğurabilir. Hamilelikte kekik çayı tüketilmesi erken doğum riski taşıdığı için önerilmez. Hamilelikte tüm bitki çayları içilmeden önce mutlaka doktora danışılmalıdır.

Kekik Çayı Nasıl Yapılır?

“Kekik çayı nasıl demlenir?” sorusunun karmaşık bir cevabı yoktur. 2 tatlı kaşığı ince kıyılmış taze kekik otunun üzerine 1 bardak kaynamış içme suyu ekleyin. 5 dakika ağzı kapalı bir şekilde demlenmeye bırakın. Demlendikten sonra süzüp içebilirsiniz. Kuru kekik çayı da yapabilirsiniz. Günde 1-2 defa tüketebileceğiniz kekik çayını hazırlarken asla kaynatmayın. Kaynatıldığında içindeki etken maddeler kaybolur.

Kekik satın alırken, yeni mahsul ve dalında kurutulmuş demet biçiminde olanlardan alın. Renginin canlı, kokusunun keskin olmasına da dikkat edin.